Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Shakespeare'in ilham verdiği sıradışı filmler ve afişleri




Toplam oy: 598

Yaşadığı çağda da bir yazar olarak hayli kıymet gören William Shakespeare kendi döneminde iyi hikayeler anlatmakla kalmadı, kendinden sonra gelen hemen her disiplinden hikaye anlatıcısına da ilham kaynağı oldu.

 

Bu hikaye anlatıcıları arasında sinemacılar da bulunuyordu elbette. Romeo ve Juliet başta olmak üzere, Willam Shakespeare'in birçok oyunu defalarca sinemaya aktarıldı. Kimi başrolünde Leonardo Di Caprio'nun yer aldığı Romeo+Juliet kadar meşhur bu filmlerin, kimi ise ancak küçük kitlelere erişmeyi başarabilmişti. Oysa o filmlerden geriye son derece ilginç afişler kaldı. İşte bazıları...

 

1. Romeo ve Juliet (1968)

 

 

2. Othello (1965)

 

 

 

 

3. To Be or Not to Be  (1942)

 

 

 

 

 

4. Throne of Blood (1957)

 

 

 

 

5. Prospero’s Books (1991)

 

 

 

 

6. Macbeth (1971)

 

 

 

 

7. King Lear (1971)

 

 

 

 

8. The Taming of the Shrew (1967)

 

 

 

 

9. Chimes at Midnight (1965)

 

 

 

10. Rosencrantz & Guildenstern Are Dead (1990)

 

 

 

 

 

 


 

 


Kaynak: Flavorwire

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.