1682 yılının Eylül ayında 26 yaşındaki genç bir bilim insanı olan Edmund Halley daha sonra kendi ismiyle anılacak olan ‘en meşhur’ kuyruklu yıldız ile tanıştı. İsminin verilmesine sebep olan şey yapmış olduğu keşif değildi. O; bu kuyruklu yıldızın, Güneş’in yörüngesinde dönen bir göktaşı olduğunu tespit edip, her 75 - 76 yılda bir dünyanın yakınından geçeceğini hesap etti. Bir sonraki ziyaretinin 1758 yılında olacağını hesapladı ve gerçekten de kuyruklu yıldız 1758’de dünyadan görüldü. Fakat Edmund Halley, 1758’e yetişemeden 16 yıl önce ölmüştü. Kendi gitmişti ama adı kuyruklu yıldızda kaldı…
Henüz 20 yaşında Oxford gibi bir üniversitedeki eğitimini yarım bırakıp, üç ay süren uzun yolculuktan sonra gelecekte Napolyon Bonaparte’ın sürgün hayatı yaşayacağı, Atlas Okyanusu'nun güneyindeki ıssız bir ada olan St. Helena’ya, güney yarımküre yıldızlarını incelemeye giden Halley, aynı zamanda; Cambridge Üniversitesi’nde kendi halinde bilimsel araştırmalarda bulunan, herkese küsmüş ve kimse tarafından çok da bilinmeyen Isaac Newton’un eserlerinin basılıp gün yüzüne çıkmasını da sağlayan kişidir. Ama yazının konusu bu değil!
Ortalama insan ömrünün Türkiye’de 78 olarak kabul edilmesinden yola çıkarak (Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre) doğru / şanslı bir doğuş zamanlamasıyla Halley Kuyruklu Yıldızı’nı hayatın boyunca iki kere gözleme şansın bulunuyor. Üçüncüde yokuz, evet! Bir kuyruklu yıldızın gelişi / gidişi kadar işte ömrümüz!
Peki, tüm bunların ardından ülkemizde; “Halley” adında “Bir müjdeeeeee ver şu kalplere / Hay, Halley, hay, hay, Halley” diye nakaratı olan, Klips ve Onlar tarafından seslendirilen ve 1986 Eurovision Şarkı Yarışması’nda Türkiye’yi temsil eden şarkı vardı. Sözleri İlhan İrem’e, bestesi de Melih Kibar’a ait… Şarkı 53 puanla 9. olmuştu... Sonra bir de aynı isimli albüm de çıkarmışlardı. Ki o 1986 yılı Halley Kuyruklu Yıldızı’nın dünyada son görüldüğü tarihtir. Tabii bir de “Herkese bi halley oluyor!” diye reklamı dönen, “gerçek çikolatayla kaplı enfes iki bisküvi arasındaki bulutsu marşmalovun mükemmel uyumu…” diye tarif edilen bir abur cubur çıkmıştı, hatırlar mısın? Hey koca Edmund Halley…
Sonra tabii edebiyatımızdaki güzel örneği; Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın yazdığı roman Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç 1910 yılında dünyaya çarpacağı düşünülen Halley Kuyruklu Yıldızı’nın, hurafeler ve batıl inançlar ekseninde ele alındığı, mizahi öğelerinin ağır bastığı kitabında dediği gibi: Siz gökteki kuyrukludan korkmayınız. Yerdekilerden korkunuz... Bu berikiler daha tehlikeli...
Kitap güzel… O kadar ki: ABD’nin South Carolina Üniversitesi tarafından 2061 yılında açılmak üzere hazırlanan “Halley Zaman Kapsülü”nde, Türk edebiyatının ünlü ismi Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç adlı romanı da bulunuyormuş. “Dünya Kültür Mirası”nı taşıyan kapsül, Halley Kuyruklu Yıldızı’nın yeniden görüleceği 2061 yılında açılacakmış.
Bir de tabii herhalde ilk akla gelen, Amerikan edebiyatının en önemli isimlerinden Mark Twain. 1835’te Halley Kuyruklu Yıldızı görüldükten 15 gün sonra doğmuş. Otobiyografisinde ise Halley’in bir sonraki görünmesinde öleceğini yazmış. Gerçekten de 21 Nisan 1910’da, Halley Kuyruklu Yıldızı’nın görülmesinden 1 gün sonra ölmüş. Birlikte gelip, birlikte gitmişler… Ülkemizde en bilinen kitapları: Tom Sawyer’ın Maceraları ve Huckleberry Finn’in Serüvenleri olan yazarın asıl adı Samuel Langhorne Clemens’miş.
Bu ismi bırakıp herkesçe bilinen Mark Twain ismini alması ise çok ilginç… Mark Twain ‘iki kulaç derinlik’ anlamına geliyormuş. Bu isim aslında ilk defa kendisi tarafından bulunmamış. Isaiah Sellers isminde sonradan yazar olmuş bir dümenci ilk defa New Orleans Picayune kitabında kullanmış. Clemens, rakip gazete ‘New Orleans True Delta’da yazarı çok sert eleştirince Sellers yazı yazmayı bırakmış. Clemens’de ismi üzerine almış.
Daktiloyla yazan ilk yazar gibi bir ünü de olan yazarın neredeyse her konuda bir özlü sözü var. Hatta bu konuda en önde gelen isimlerden olduğunu söylemek gerek. Öyle ki özellikle nükteli sözlerin ustasıdır:
“Açlıktan ölmek üzere bulunan bir köpeği kurtarınız, sizi ısırmayacaktır. İnsan ile köpek arasındaki tek fark budur…” / ‘İnsan Nedir?’
Yeni yorum gönder