Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Yazmayı konu edinen filmler




Toplam oy: 820

Yazmak ya da yazar olmak kimileri için bir heves, kimileri için hayal. Fakat kimileri için de bir yaşam biçimi, hatta bir tutku. Yazmayı yaşam biçimi haline getiren, bu tutkunun peşinden koşanlar için hayat kimi zaman epey zorlu olabilir. Yaratıcı bir hayat sürmek, dahası günlük hayat ve geçim derdi içinde yaratıcılığınızı ortaya koymak zordur. Fakat her zorluk kalbinde bir hikaye taşır. Bu hikayelerse çoğu kere sinemanın ilgi alanına girmiş ve ortaya yazmayı ve yazarlığı konu edinen bir dizi film çıkarmıştır. İşte yazarların dünyasını merak eden, yazar olmak isteyip nereden başlayacağını bilemeyen veya sadece ilginç bir film izlemek isteyenler için birkaç film önerisi...

 

1. Nefret - Jean-Luc Godard

 

Usta yönetmen Jean-Luc Godard'ın imzasını taşıyan bu filmin başrol oyuncularından biri de ünlü yıldız  Brigitte Bardot. Film yeterince "ticari" bulunmayan bir senaryoyu yeniden yazması için işe alınan romancı ve senarist  Paul Javal'ı (Michel Piccoli) ve bu süreçte Javal'ın  Camille (Brigitte Bardot) ile olan evliliğindeki sarsıntıyı anlatıyor.

 

 

 

 

2. Sunset Bulvarı - Billy Wilder

 

Başrollerinde Gloria Swanson ve William Holden'ın yer aldığı Billy Wilder yönetmenliğindeki film Hollywood'un senaristlerin yaşamına duyduğu ilginin bir diğer sonucu. Adını Los Angeles'ta yer alan ünlü bulvardan alan film iş bulmakta zorluk çeken Hollywood senaristi Joe Gills (William Holden) ile unutulmuş ve hınç dolu eski bir Hollywood yıldızı olan Norma Desmond'ın hayatlarının kesişmesini konu ediniyor.

 

 

 

3. Cinnet - Stanley Kubrick

 

Cinnet sadece bir yazarı konu edinmesiyle değil, Stephen King'in Medyum adlı romanından uyarlanmış olmasıyla da edebiyatseverlerin dikkatini çekecek cinsten. Jack Nicholson'ın Jack Torrance rolünde devleştiği bu film alkolizm sorunları ve sinirli yapısı yüzünden öğretmenlik işini kaybetmiş Jack Torrance adında bir yazarın dağ başındaki bir otelin bakıcılık işini kabul etmesiyle başlar.

 

 

 

4. Barton Fink - Joel ve Ethan Coen

 

İlk oyununun Broadway'de yakaladığı başarının keyfini sürmekteyken kendisine teklif edilen bir senaryo işini kabul eden ve yerleştiği harap otelde bir türlü yazmaya başlayamayan Barton Fink'in hikayesiyle karşı karşıyayız. Burada birçok kişiyle tanışan Barton Fink'in hikayesinde Hotel Earle'in izleyicide yarattığı hissiyat da önemli bir yere sahiptir.

 

 

 

5.Çin Kahvesi - Al Pacino

 

Usta oyuncu Al Pacino'yu oyuncu olarak izlemekle kalmayıp yönetmen koltuğunda da görürüz Çin Kahvesi'nde. Hayatını kapıcılık yaparak kazanan ve kitaplarını zar zor yazabilen bir yazar olan Harry Levine'in (Al Pacino) bir borcu tahsil etmek üzere yanına uğradığı fotoğrafçı Jake Manheim'yle ( Jerry Orbach) olan sohbetine davet eder izleyiciyi.

 

 

 

 

6. Yaramaz Harry - Woody Allen

 

Bir edebiyat ödülü kazanmayı hevesle bekleyen, fakat feci bir yazar tıkanmasından mustarip olan Harry Block'un hikayesi Woody Allen'ın kendine özgü mizahının da iyi bir örneğidir. Hikaye boyunca Harry'nin çoksatan kitabı adeta "vücut bulur." Film boyunca Woody Allen'a Kirstie Alley, Bob Balaban, Billy Crystal, Mariel Hemingway, Demi Moore ve Robin Williams gibi birçok ünlü oyuncu eşlik etmektedir.

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.