2010’un son günlerinde Taksim’de, Senaryo Yazarları Derneğinin (SENDER) düzenlediği bir eyleme tanıklık ettik. Sabaha karşı setten eve dönerken hayatını kaybeden televizyon dizisi çalışanları Tülay Erdilgi ve Zehra Sezgin için düzenlenen eylemde, Atatürk Kültür Merkezi önünde bir araya gelen dizi oyuncuları, yönetmenleri, set işçileri ve senaristler dizi sürelerinin uzunluğuna vurgu yaparak, 90 dakikalık sürelerin 45 dakikaya indirilmesini talep ettiler.
“Yerli Dizi Yersiz Uzun” sloganıyla düzenlenen bu eylem ile Robert McCrum’un The Observer’da çıkan “Günümüz Kitapları Neden Bu Kadar Uzun” başlıklı yazısıyla karşılaşmam aynı günlere denk gelince, aklıma ister istemez şu soru geldi: Acaba yerli kitaplar da yersiz uzun mu?
ORTALAMA 362 SAYFA
Robert McCrum, 14 Kasım 2010 tarihinde yayımlanan yazısında geçtiğimiz sonbahar döneminde çıkan birkaç kitabı mercek altına alıp hepsinin ortak özelliği olarak uzunluklarına dikkat çekiyordu. Amanda Foreman’ın hayatının on yılını vakfettiği ve Amerikan İç Savaşı’ndaki İngiliz etkilerini irdelediği kitabının yaklaşık 1000 sayfa olması, Keith Jeffery’nin İngiliz Gizli Servisi MI6 ile ilgili kitabının 800 sayfayı aşması ya da Tony Blair’in anı kitabının 700 sayfaya dayanması yazarın dikkatini çekmişti.
Özellikle Amerika’daki kitabevlerinin kalın kitapları üst üste dizerek oluşturdukları kuleleri vitrinlerinde sergileme sevdasının ve bilgisayarların sunduğu “kes-yapıştır” kolaylığının bu durumda önemli bir etmen olabileceğini öne süren McCrum, bu eğilimin edebiyat kitaplarında da görüldüğünün altını çizerek bir anlamda, “Sözün kısası makbuldür” anlayışına ne olduğunu sorguluyor. (Sözü edebiyata getirdiğinde, Savaş ve Barış, Karamazov Kardeşler, Kayıp Zamanın İzinde, Bir Kadının Portresi gibi “uzun” eserlerin uzunlukları ölçüsünde değerli eserler olduklarını belirtmeyi de unutmamış McCrum, bu konuda kendisine yönelecek olası eleştirilere karşılık olarak.)
Robert Louis Stevenson’ın “Tek cümleyle de aynı berraklık ve vuruculukla anlatılabilecek bir şey iki cümleyle anlatılmışsa, işte bu amatör işidir,” şeklindeki sözünü hatırlatarak geçmiş dönemlerde yayımlanan “kısa ve öz” romanlardan oluşan bir liste sıralıyor yazar:
• George Orwell: Hayvan Çiftliği
• Jean Rhys: Geniş Geniş Bir Deniz
• Henry James: Yürek Burgusu
• R.L. Stevenson: Define Adası
• Joseph Conrad: Karanlığın Yüreği
• Marguerite Duras: Sevgili
• F. Scott Fitzgerald: Muhteşem Gatsby
• Graham Greene: Zor Tercih
Bu konuda, yerli kitaplardaki durumun ne olduğuna, güncel bir değerlendirme olması açısından Radikal Kitap’ın hazırladığı “2010’un en iyi 50 kitabı” listesinden yola çıkarak bakabiliriz. Listeyi hatırlayalım:
• Karanlık Oda, Hakan Bıçakcı, İletişim
• Karikatürkiye, Turgut Çeviker, NTV
• Çankırıdan Pirayeye Mektublar, Nâzım Hikmet, Bilgi Üniversitesi
• Rüya Körü, Gürsel Korat, İletişim
• Diken Ucu, Behçet Çelik, Can
• Bugünlerde Bahar İndi, Yaşar Kemal, Yapı Kredi
• Konsey Cinayetleri, Armağan Tunaboylu, Everest
• Madam Arthur Bey ve Hayatındaki Her Şey, Mine Söğüt, Yapı Kredi
• Hrant, Tûba Çandar, Everest
• Manzaradan Parçalar, Orhan Pamuk, İletişim
• Yenik ve Yalnız, Celil Oker, Turkuvaz
• Kirpiklerimin Gölgesi, Şebnem İşigüzel, İletişim
• Soğuk Kazı, Birhan Keskin, Metis
• Bu Yalan Tango, Selim İleri, Everest
• İncir Tarihi, Faruk Duman, Can
• Sadakat, İnci Aral, Turkuvaz
• Muz Sesleri, Ece Temelkuran, Everest
• İstanbul Hatırası, Ahmet Ümit, Everest
• Zulümhane, Mustafa Balbay, Cumhuriyet
• Emperyalizm, Türkiye ve Sosyalizm, Korkut Boratav, Yordam
• Halide Edib, İpek Çalışlar, Everest
• Havhav Kardeşliği, Cemil Kavukçu, Can
• İkinci Hayvan, Murathan Mungan, Metis
• Şah Sultan, İskender Pala, Kapı
• Yeşil Peri Gecesi, Ayfer Tunç, Can
• Leş, Ferit Edgü, Sel
• Haliç’te Yaşayan Simonlar, Hanefi Avcı, Angora
• Fırat 2, Uğur Gürsoy, Mürekkep
• Sonuncu, Tahsin Yücel, Can
• Kirlihanımlar, Semra Topal, Agora
• Şeytan Geçti, Aslı Tohumcu, İthaki
• 27 Mayıs Bakanlar Kurulu Tutanakları, Cemil Koçak, Yapı Kredi
Çeviri kitapları hesaba katmadan ve “edebiyat”-“edebiyat-dışı” gibi bir ayrıma gitmeden 32 yerli kitabın sayfa sayılarının ortalaması alındığında (aldık!) karşımıza çıkan sonuç: 362 sayfa! Üstelik bu kitaplar arasında, yukarıda görüldüğü gibi, Cemil Koçak’ın hazırladığı iki ciltlik 27 Mayıs Bakanlar Kurulu Tutanakları, Turgut Çeviker’in hazırladığı üç ciltlik Karikatürkiye ve Ferit Edgü’nün toplu öykülerini içeren Leş gibi kitaplar da yer alıyor.
Edebiyat kitaplarında bu ortalamanın daha da düşük olması, yazarların “ekonomik anlatım”ı tercih ettiklerinin bir göstergesi olarak okunabilir. Dolayısıyla, bu ufak matematik işleminin ardından, “kısa ve öz”lük konusunda yerli kitaplar açısından bir “sorun” yok gibi görünüyor. (Gerçi, söz konusu kitapların yılın en iyileri arasında sayılmalarının önemli bir etmeninin bu olduğu da söylenebilir, ne dersiniz?)
Başka bir açıdan baktığımızda ise; Reşat Nuri Güntekin’in yaklaşık 150 sayfalık Yaprak Dökümü romanından uyarlanan aynı adlı televizyon dizisinin 174 bölüm olarak çekildiği düşünülürse, en azından dizi senaristlerinin yerli romanların kısalığından şikâyet etmeleri dahi olasılık dahilinde!
KAYNAKLAR:
• http://www.guardian.co.uk/books/2010/nov/14/why-books-are-too-long-rober...
• Radikal Kitap, 25 Aralık 2010
harika bir yazı tam da benim aklımdan geçenler...
Yeni yorum gönder