Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

“Türkçede bilimkurgu yapıtlarının sayısını artırmak”




Toplam oy: 552

Basılmış kitaplara ya da doğrudan isimlere verilen ödülleri bir kenara bırakırsak; daha önce herhangi bir yayında yer almamış, bir kitapta yayımlanmamış eserlerin kabul edileceğinin duyurulduğu edebiyat yarışmalarının şartnamelerindeki şu cümle hemen hepsinde ortaktır neredeyse: “Edebiyatımıza yeni isimler kazandırmak...” Böyle bir amaç belirlenmiş olmasına karşın, birçok yarışma sonucunda ödüle değer görülen eserleri pek ortalarda görmek mümkün olmuyor maalesef. Dereceye giren “değerdeki” eserleri yalnızca seçici kurul üyeleri okumuş oluyorlar.

 


Türkiye Bilişim Derneği (TBD) uzunca bir süredir, 1998’den beri, Bilimkurgu Öykü Yarışması düzenliyor. Hem Türkçede –nedense– pek ilgi gösterilmeyen bilimkurgu konusundaki ısrarları sebebiyle hem de bu yarışmaya katılan eserlerin yayımlanması noktasındaki çabalarıyla dikkate değer girişimlerde bulunuyorlar. Örneğin, TBD Bilimkurgu Öykü Yarışması’nda dereceye giren ve mansiyon kazanan öyküler, daha önce ilk olarak Remzi Kitabevi’nin katkılarıyla Bilimkurgu Öyküleri (2005) isimli kitapta bir araya getirilmişti. Yarışmaya 1998-2004 yılları arasında katılmış öykülerden bir derlemenin yapıldığı bu kitabın giriş yazısında derneğin yönetim kurulu başkanı şunu söylüyordu: “Bu kitapta yer alan seçkin öyküler kapsamında, yakın bir zamanda gerçeğe dönüşebileceğini varsaydığımız hayalleri okurlarla paylaşmaktan ve bu yapıtların gün ışığına çıkmasına katkıda bulunmuş olmaktan TBD adına bugün mutluluk duyuyorum. Diliyorum ki edebiyatın ve bilimsel düşüncenin el ele verdiği bu yapıtlar artarak bizleri her geçen gün daha mutlu gelecek hayalleriyle aydınlatsın.”

 

Benzeri yapıtların artmasına dair temenninin öylesine dile getirilmediğini birkaç yıl sonra, 2011’de, bu sefer Rodeo Yayıncılık’ın katkılarıyla yayımlanan Yörüngeden Çıkanlar kitabıyla görecektik. Çünkü Yörüngeden Çıkanlar kitabında da, söz konusu yarışmaya 2006-2010 yılları arasında katılmış öykülerden bir seçki yapılmıştı. Üstelik bir adım daha atılmış ve kitapta yer alan her bir öyküye, çizgi roman sanatçısı Cem Özüduru’nun özgün bir çizimi eşlik ediyordu. Bir başka deyişle Yörüngeden Çıkanlar’da, Türkçede halen hak ettikleri ilgiyi görmeyen çizgi roman ve bilimkurgu türlerinin bir araya geldiğini görmüştük.

 

Şimdilerde de, yakın bir zaman önce yayımlanan Dünyalılar kitabıyla karşılaşınca, bayrağı İletişim Yayınları’nın devraldığını anlıyoruz. Dünyalılar derlemesinde de en son kalınan tarihten, yani 2011’den 2015’e kadarki yarışmalarda derece alan öykülerden bir seçki yapılmış.

 

1998’den bugüne geçen yaklaşık yirmi yıllık sürede ortaya çıkan bu üç derlemenin şöyle bir önemi var; kronolojik olarak öyküleri incelediğimizde, bilimkurgu türü içerisinde hangi kalıplarda sıkışıp kaldığımızı ya da geçen yıllar içerisinde hayal gücümüzün ne gibi değişiklikler geçirdiğini –bir açıdan– takip etme imkanı vermesi. 

 


Devamı da gelecek gibi görünüyor... En azından, bu yıl içerisinde TBD Bilimkurgu Öykü Yarışması’nın on sekizincisinin yapılacağını biliyoruz. Sözü açmışken; son katılım tarihinin 1 Eylül olduğu yarışma için bu yıl, geçmiş yılların aksine, herhangi bir tema belirlenmemiş. “On sekizinci yarışma için düşlerinizi, düşüncelerinizi, imge ve simgelerinizi  bilimkurgu türünde öyküleştirerek bizi farklı zaman, mekan ve  olgu dünyasına taşımanızı istiyor, gerçek yaşamdan daha gerçek olan bilimkurgu masasında sizlerle buluşmayı  diliyoruz,” şeklinde bir açıklama yapılmış derneğin resmi internet sitesinde. Söz konusu açıklamada şu cümleler de yer alıyor: “On yedi yıldır jürisi, ödülleri, katılımcısı, istikrarı ve ciddiyetiyle ülkemizin önde gelen bilimkurgu  platformlarından biri haline gelen yarışmamızın üçüncü ‘ödüllü öyküler’ seçki kitabı geçtiğimiz nisan ayında ‘Dünyalılar’ adıyla İletişim Yayınları’ndan çıktı. Böylece TBD olarak koyduğumuz ‘Türkçede bilimkurgu yapıtlarının sayısını artırmak’ hedefine biraz daha yaklaşmış olduk. Önümüzdeki yıllarda bu hedef doğrultusunda yürümeyi sürdüreceğiz.”


Anlaşılan o ki, 2020 gibi yeni bir derlemeyle daha karşılaşacağız!

 

 

 

 

 


 

 

 

 

Görsel: Cem Özüduru

 


Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.