Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

   

Şahane Bir Kitap


Şahane Bir Kitap

Maceranın ruhuna değen...




Toplam oy: 1923
Hakan Bayhan
Yitik Ülke Yayınları
Bahçedeki İncir Ağacı, gazeteciliğe uzun yıllarını vermiş usta bir ismin elinden çıkma şahane bir çocuk kitabı.

Bu haftanın şahane bir kitabı oldukça sıradışı. Hem yazarı hem yayınevi hem de türü itibariyle öyle. Şahane Bir Kitap okurları çocuk edebiyatına karşı temkinli olduğumu bilirler. Ama bazen tedbiri elden bırakmak geriyor, heveslerin önüne geçilemiyor. Çünkü eleştiri konusunda ne kadar cimri olursam olayım, iş çocuk kitapları ve masal okumaya geldi mi, kendimi durduramam. Ama çocuk kalbimle okuyup sevdiklerimi, büyük aklımla etkilenip kendimi kaptırdıklarıma karıştırmaktan korkar, çocuk edebiyatıyla ilgili hemen hiç eleştiri yazmam. Dediğim gibi, bazen hevesler baskın çıkıyor!

 

Çocukken çok sevdiğim neredeyse eşanlamlı iki kelime vardı: Macera ve serüven! Macera ya da serüven, hangisini kullanırsam kullanayım fark etmez, benim için anlamının ötesinde kitap okumak demekti. Çünkü çocuk hayatımın içinde macera yaşamanın ancak okumak yoluyla olacağını çok erken bir vakitte anlamıştım. Okuyarak çıkıyordum macera dolu yolculuklara ben. Dünyanın türlü yerlerine gidiyor, tuhaf, komik ve ilgi çekici kahraman-arkadaşlarımla esrarlı yolculuklara katılıyor, nice çözülemez gizemi çözüyor, kötülerin foyasını ortaya çıkarıyordum. Bir de elbette yetişkinlerin hiç bilmedikleri, varlığını zaten kabul etmeyecekleri alternatif büyülü dünyalarım vardı. Hayvanların konuştuğu, doğaüstü güçlerin hüküm sürdüğü ve iyiliğin her zaman galip geldiği dünyalar... Bu olağanüstüdünyalar bilirdim ki illa bu yaşadığım dünyaya sızar, onu daha iyi, daha doğru ve kuşkusuz ki daha eğlenceli bir hale getirirdi. Ve okumazsam eğer, bunların hepsi, yok demekti.

 

 

İşte Hakan Bayhan'ın kaleminden çıkma “Maceraperest Kerem'in Serüvenleri” beni kendine böyle çekti. Bahçedeki incir ağacının dibinde tıpkı benim çocukluğumda hep arayıp bulduğum dünyalara benzeyen bir karınca dünyası bulan ve kendi dünyasından olağanüstünün dünyasına geçebilen Kerem'in serüvenlerine ben de böyle dahil oldum.

 

Kahramanımız Kerem, evinin bahçesindeki incir ağacının dibinde Kaninda adlı karıncalar ülkesini keşfediyor. Ona bu keşfinde ve macerasında serçe Nino ile karınca prenses Mari eşlik ediyor. Ancak her iki dünya arasında Kerem'in başına gelecekler var, üstelik de doğumgününe tam bir gün kala!

 

Bahçedeki İncir Ağacı, gazeteciliğe uzun yıllarını vermiş usta bir ismin elinden çıkma şahane bir çocuk kitabı. Yarattığı dünya, bir çocuğun içinde yaşattığı merak ve yaşama hevesini ortaya koyuşu ve hikayeler aracılığıyla bir ömür içimizde yaşattığımız serüven ruhuna dokunuşuyla sıkı bir çocuk kitabı çıkarıyor ortaya yazar.

 

Ve son olarak Bahçedeki İncir Ağacı vesilesiyle yayın hayatımıza oldukça farklı bir yayın anlayışıyla katılan Yitik Ülke Yayınları'na değinmek isterim. Özenli baskıları, kendine özgü kapak tasarımları, genç yazarları ortaya çıkarma çabalarıyla dikkate değer çalışmalara imza atıyorlar. Ve gezi ruhuna değmeyi hiç bırakmıyorlar. Kısacası macera başladı ve devam ediyor!

 


 

* Görsel: Lida Enche

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Şahane Bir Kitap Yazıları

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Yazının başlığı da methiye cephesini epeyce açığa çıkarıyor ama en sonda ulaşmam gereken yargıyı en başa taşıyarak atayım ilk adımı: Türkçe yazılan ya da Türkçeye çevrilen kalburüstü bütün tarihî romanları okuduğunu varsayan, kendisi de az çok ilgi görmüş hacimli üç örnekle bu alana katkıda bulunan biri olarak, bugüne dek Moğol Kurdu’ndan daha iyisine rastlamadım.

Ölmek ve gülmek kelimeleri yan yana çok da gelmez. Belki fonetik olarak ya da bir şiirin kafiyesi olduğunda yakalanan uyum kulağa hoş gelse de ölüm ne olursa olsun acı verir insana. Gülecek yanını bulmak zordur ölümün. “Sen adamı öldürürsün” diyerek kahkaha atarken bile güldürmek ve öldürmek aynı cümlede geçti diye kısa süreli bir sarsıntı geçirdiğimiz olur.

Mehmet Akif’in seciyesini en çok şu üç şey inşa etti der Mithat Cemal Kuntay: Kur’anlı ev, pehlivanlı mahalle, müspet ilimli mektep. Bu üç dayanağı anlamak, Türkiye’nin ve şiirin zeminine dair iyi bir fikir verecektir. Akif’te tarih kültürel bir miras değil. O bunu çok erken zamanda anlıyor ve Namık Kemal’in korktuğu varoluş krizinin ortasında kendisini buluyor.

Reenkarnasyon, tarih boyunca birçok coğrafyada bazı farklılaşmalarla olsa da kendisine yer buldu. Dilimize de ruh göçü adıyla aktarılan bu kavram, ruhun bir bedenden diğerine geçerek varlığını sürdürdüğüne dair bir inanç.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.