Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Stieg Larsson: Başarısını göremeyen komünistlerin sonuncusu?

Kitapları, yakın zamana kadar 30 milyon adet satmış bir yazar -ülkesi İsveç’te de 5 milyon- başarısını göremeden ani bir kalp kriziyle yaşama veda ettiğinde, sevenlerini hangi duyguları göğüslemeye yöneltmiştir, önemi var mı?



Bizim Gizli Bahçemizden

İki kişi arasında geçenler ne kadar mahrem kalmalı, ne kadar anlatılmalı? Nermin Bezmen’in Bizim Gizli Bahçemizden’ini (Doğan Kitap) okurken sık sık aklımıza gelen bir soru bu. Nermin Bezmen, geçtiğimiz yıl evliliklerinin 35. yılını kutlamaya hazırlanırken kaybettiği eşi Pamir Bezmen’le aşklarının başlamasını, birlikte olmalarını, evliliklerine kadar geçen zamanda yaşadıklarını anlatmış.



Zararın neresinden dönsek "Ziyan"dır...

Günlerdir, Hakan Günday’ın sıra dışı romanlarının içinde belki de en sıra dışı olan; çünkü diğerleriyle karşılaştırıldığında, başka bir “sıra”ya ait olduğu anlaşılan Ziyan’ı okuyorum. “Askerlik” gibi bıçak sırtı bir konuyu; hem de bunca rahat ve doğal bir dille ele alması bile Ziyan’ı, günümüz edebiyatı içinde özellikli bir yere taşıyor.



Londra bombalanırken kurulan hayaller

Resmi ideoloji demeye bayılıyoruz. Lakin resmi ideoloji, büyük ölçüde edebiyat ve tarihyazımı demek; biz ise siyasetçilerin kürsülerde verdiği vaazlardan ibaretmiş gibi davranıyoruz. Resmi ideolojinin kutsal bir önem atfettiğimiz sanatlar ve bilimler alanında üretildiği gerçeğini es geçiyoruz. Onu toplumun en “ileri” kesimleri üretiyor: Aydınlar.



Öteki kışın kitabı, ötekilerin öyküsü

Bora Abdo, edebiyat dergilerinden takip ettiğim, kitabının çıkmasını merakla beklediğim son dönemin iyi öykücülerden birisi. Öyküleri Notos, Sözcükler, Kitap-lık gibi dergilerde yayımlanan Abdo’nun ilk öykü kitabı Öteki Kışın Kitabı, kendisi de yeni ve şimdiden yayımladığı iyi kitaplarla dikkat çeken Alakarga Sanat Yayınları arasında çıktı.

 

 

 



Ezeli mağlubiyetin yeni biçimleri

1970’lerde Tutunamayanlar yayımlandığında edebiyat kamuoyunda derin bir sessizlikle karşılanmıştı. Bunun nedenleri epeyce tartışıldı ancak şurasını hatırlatmakta fayda var: Kalbi bu dünya için fazla hassas olanların sayıca artıp toplumda daha görünür olduğu dönemler ile Oğuz Atay’ın kitabının tanınıp bilinirliği arasında doğrudan bir ilişki var.



Unutulmaz Şarkıların Yazarıyla Uzun Bir Sohbet

Nehir söyleşi, ara bir tür. Ne biyografi ne de otobiyografi. Otobiyografi değil çünkü hayatınızı nasıl anlatacağınızı söyleşiyi yapan kişinin soruları belirliyor. O çerçeveyi siz çizemiyorsunuz ve birkaç soruyla hiç istemediğiniz günlere veya olaylara geri dönmeniz mümkün.



Başına kubbe geçirilmiş bir kasaba...

Stephen King’in Kubbe’nin Altında (Under The Dome) adlı romanı 2009’un sonuna doğru Amerika’da yayımlanmıştı. Hemen hemen bir buçuk yıl sonra dilimize de kazandırıldı. Kitapla ilgili kulağımıza gelen ilk iki haber, sayfa sayısının bini aşkın olduğu ve kimi okur ve eleştirmenlerce King’in başyapıtı olarak görülen Mahşer’e rakip bir romanla karşı karşıya bulunabileceğimizdi. 



Yetmiş yıldır eskimeyen

Bu ay yayımlanan bir kitap zamanın nasıl da hızlı aktığını hatırlattı bana. Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna'sından söz ediyorum.



Sofoklesçi bir kötümserlik

Geç Viktorya döneminin en önemli romancılarından Thomas Hardy’nin Adsız Sansız Bir Jude’u, aynı zamanda aldığı olumsuz tepkiler nedeniyle Hardy’nin roman yazmaktan vazgeçmesine yol açması ile de ünlüdür.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.