Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Şahane Bir Kitap Arşivi

Şahane Bir Kitap // En çok okunanlar



Gece Geç: Bıçaktaki Yarayı Görebilmek

Şiir bir dil işçiliği olduğu kadar bir anlam işçiliğidir de. Çünkü dil bize aynı zamanda bir inceliğin adresini verir. Dilin doğduğu yer, bir ömür insanın yazgısıyla birlikte kol kola yürür. Tohum orasıdır. Dünyanın, adına ömür dediğimiz yaşamak kavgasının başladığı yerde olanca müşfikliğiyle dili görürüz. Dili yani anlama ve kavrama çabamızı.



Korkunun tersinde, bütün anlatıların sonunda…

“Rab dedi, renk olsun ve karanlığa yayılsın. Ve renk oldu. Rab dedi: Bu iyidir, bundan memnunum; başka renkler de olsun ve yeri göğü doldursun. Her şeyin üzerinde bir sır olsun ve ona renk ismini verin bundan böyle. Ona biat edin. O, karanlığın telkin ettiği korkularınızdan mahfuz eylesin sizi. Ve karanlık türlü çeşit renklerle doldu.



Kapitalizmin getirdikleri götürdükleri ya da dans etmeyi bırakmamak

Haruki Murakami’nin Türkçeye yeni çevrilen romanı Dans Dans Dans’ını Renksiz Tsukuru Tazaki’nin Hac Yılları ve Yaban Koyununun İzinde romanlarıyla birlikte değerlendireceğim. Dans Dans Dans’la Yaban Koyununun İzinde’nin kahramanı aynı. İki roman boyunca onun başından geçmiş türlü olayları okumamıza rağmen, ismini halen bilmiyoruz.



Suat Derviş’in yüreği kadar fosforlu Cevriye!

“Ben yazar Suat Derviş’im, kimsenin karısı olarak yad edilemem!” İşte tam da bu yüzden unutulmuş olmalı adı...



“Olanaklı olan her şey gerçekleşir” mi?!

Materyalizm her şeyi tek bir ilkeye dayandıran bir dünya görüşüdür: Her şeyi “maddenin
ilkesine” dayandıran bir dünya görüşü... Buna göre fikirler ve düşünceler bile maddenin bir
tezahürüdür. Rüyalarımız biyokimyasal bir üründür mesela… Bu anlamda materyalizm dini



Ölümsüz Aşkların En Fantastiği: Reenkarnasyon Blues

Reenkarnasyon, tarih boyunca birçok coğrafyada bazı farklılaşmalarla olsa da kendisine yer buldu. Dilimize de ruh göçü adıyla aktarılan bu kavram, ruhun bir bedenden diğerine geçerek varlığını sürdürdüğüne dair bir inanç.



Sefil Amerikan Tanrılarının son savaşı

Mark Twain, Amerika edebiyatının tartışmasız gelmiş geçmiş en büyük yazarı. Onun tartışmasız olarak kabul edilen büyüklüğünün temelinde ise ne Huckleberry Finn ne de bugün ilk akla gelen diğer kitapları vardır ama.



Kış geliyor, taht oyunları başlıyor...

Onun için Independent, “21. Yüzyılın Tolkien’i” demiş, Time dergisi ise “Amerika’nın Tolkien”i… Öyle mi peki? Bu tür tanımlamalar her zaman kaba ve yanlış olur kanımca. George R.R.Martin, epik fantastik türünün en iyi örneklerinden birini veriyor kuşkusuz “Taht Oyunları” ile.



Masal tadında terapi, ilaç olarak öykü

“Ne zaman bir öykü anlatılsa gece olur. Nerede oturulursa oturulsun, zaman ve mevsim ne olursa olsun, masal anlatmak saçaklardan sessizce yıldızlı bir gökyüzünün ve beyaz bir ayın çıkıp süzülmesine ve dinleyenlerin kafalarının üstünde asılı durmasına neden olur.



Murakami’yle dünyanın sonuna doğru

Bilinçaltınızın derinliklerinde bir şehir olduğunu hayal edin; surlarla çevrili, içinde kuzeyden güneye aheste aheste akan bir ırmağın ikiye böldüğü, tek boybuzlu atların pırıl pırıl tüyleriyle sokaklarında cirit attığı, huzur dolu, sonsuz dinginlikle kaplı bir şehir.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.