Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Dünya, akıp giden kirli bir su...

Yorgunuz. Kimi azıcık dürtsek, kısacık bir gündelik selamlaşmanın hemen altından dev canavarlar başını uzatıyor. İçlerimiz karanlık. “Bu da geçer,” demek hiç olmadığı kadar zor. Bir ülke dolusu insan kaynayan bir kazanın içinde çırpınıp duruyoruz. Üstelik sadece bugünün şartlarından, bugün içinden geçtiğimiz dönemin ağırlığından değil.



Gençliğin enerjisini hissedin...

Ned Beauman'ın ilk romanı 2011’de Türkçeye çevrilmişti. Şaşırtıcı, hızlı ve heyecanlı bir roman olan Boksör Böcek’i beğenmiştim.



Şefin evde pişirdikleri

 

 



Gezgin bir bulut

Ekmek Fabrikası Tanrıçası Fulya Özlem'in Pan Yayıncılık tarafından yayımlanan ilk kitabı. Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü'nü bitirdikten sonra aynı bölümde yüksek lisansını tamamlayan Özlem, akademik kariyeri bir yana, aslında bir müzisyen. Şarkıcılığı ve söz yazarlığı ile hitap ettiği dinleyicilerine öyküleri ile okurlarını da katıyor şimdilerde.



Edebi bir senfoni

Tarihsel ya da biyografik zemine sahip bir roman, ilgilendiği özel konuya dair bilgi dağarcığımızı biraz olsun geliştirir. Romanın ele aldığı o belirli döneme ya da kişiye duyduğumuz merak da, pekala bizi o romanı okumaya iten nedenlerden biri olabilir.



“SON”, filmlerde olur

Monika Maron'un romanı Uçucu Kül, sosyalist ve demokratik olduğunu iddia etmesine karşın, aslında totaliter olan bir sistemin falsolarını görmezden gelemeyen, toplum içinde yüksek sesle savunamayan, dolayısıyla dünyanın geri kalanına karşı meşrulaştıramayan; düzen için kısa vadede uyumsuz, uzun vadede hain, gazeteci Josefa Nadler'in hikayesini anlatıyor.



Berlin karası

İlk olarak 1989 yılında yayımlanan Mart Menekşeleri, 1956 Edinburg doğumlu İskoç yazar Philip Kerr'in “Berlin Noir” üçlemesinin -ve Bernie Gunther polisiyelerinin- ilk kitabı. Tarihsel dönem olarak 1936-1948 yıllarını kapsayan üçleme The Pale Criminal (1990) ve A German Requiem (1991) ile sürdü, 1993 tarihli yeni bir edisyonunda üç macera bir kitapta toplandı.



"Çevrilemez" olduğunuz kadar...

James Joyce’un efsanevi Finnegans Wake kitabı, yakın bir zaman önce Finneganın Vahı ismiyle Aylak Adam Yayınları tarafından Türkçede yayımlandı; Umur Çelikyay’ın çevirisiyle. Ama bir tercümeyle değil, “terscüme”yle karşı karşıyayız. 

 



Uyuyan adam vakası

“‘Günlerden bir gün, bir sabah’, kendimi yine toplama kampında buluyorum. (...) Dörtlü sıralar halinde yürüyoruz. Bir subay uzun bir bambu değnekle bizi hizaya sokuyor. Önce nazik davranıyor, derken birden korkunç bir şekilde küfretmeye başlıyor. Yoklama için sıraya giriyoruz. Subay hâlâ bağırıp çağırıyor, ama vurmuyor.



Afrika'nin çığlığı

Afrika ve Arap edebiyatının en en önemli yazarlarından Tayeb Salih, 1929 yılında Sudan’da doğdu. Hartum Üniveristesinde eğitim gördü. Bir süre ülkesinde öğretmenlik yaptıktan sonra İngiltere’ye yerleşen Salah, uzun bir süre BBC’nin Arapça bölüümünü yönetti, ardından Unesco’da çalıştı.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.