Arşivi

//php print_r ($fields); ?>
Bunca aradan sonra, Ve Eşek Meleği Gördü adlı kitabının yayımlanmasının üzerinden neredeyse yirmi yıl geçmişken Bunny Munro'nun Ölümü ile yeniden karşımızda Nick Cave. "Bunca aradan sonra" derken, elbette yazar Nick Cave'i kastediyorum. Yoksa Cave, sesiyle ve sözüyle bir an bile kendinden mahrum bırakmadı bizi.

//php print_r ($fields); ?>
Pulitzer ödüllü Frank McCourt’un ünlü romanı Angela’nın Külleri’ni okumayanlara buradan selam gönderiyorum.

//php print_r ($fields); ?>
İkinci Dünya Savaşı tarihiyle yeni ilgilenmeye başlayanlar için iyi bir Türkçe kaynak. Yazarın anlatımı başta biraz farklı gelse de sayfalar geçtikçe alışıyorsunuz. Kitabın en güzel yanı tarafsız bir anlatıma sahip olması.

//php print_r ($fields); ?>
Kitabı bitirdiğimde yaşadığım duygu bu oldu. İçim sıkıldı. Bu, basit,sıradan bir tanımlama değil. Daha derin, gün geçtikçe beyninizi, içinizi kemiren bir sıkıntı. İnsanın, insana yaşattıkları karşısında duyduğunuz isyan... Çok gerçekçi, sizi içine alan ama okurken de yoran bir kitap... Gerçeklerle yüzleşmek istiyorsanız okumalısınız...

//php print_r ($fields); ?>
12 Eylül’ün üzerinden 29 yıl geçmesine rağmen açtığı yaralar ve etkileri hâlâ silinmiş değil. Günlük yaşamdan bürokrasiye ve siyasete her anlamda sonuçları hissedilen bu dönemin Türk edebiyatına nasıl bir etkisi oldu? Öykümüzü, şiirimizi, romanımızı nasıl etkiledi? Edebiyatçılarımız 12 Eylül’ü nasıl ve ne kadar hissettiler, eserlerine 12 Eylül’ün etkisi ne oldu?

//php print_r ($fields); ?>
Bu dünya baştanbaşa aslı olmayan bir masal gibidir. Yeryüzünde yaşayan tüm canlılar eninde sonunda ölümle yüzleşir. Çünkü yeryüzünde her ne varsa geçici ve ölümlüdür. Mezarlıkların kapısına, şehrimize veya tesisimize “hoş geldiniz” gibi büyük harflerle yazılan Al-î Îmrân süresinin 185. ayetindeki gibi “Her canlı, ölümü tadacaktır.”
