Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



''Gelenek'' Tasavvurunun Temsilcisi: Rene Guenon

1900’ler: Buhranla geçen yıllar

 



İştah açan edebiyat

“Uzun yıllardır, akşamları yatışımın tiyatrosu, dramı dışında Combray’ye ait her şey benim için yok olmuşken, bir kış günü eve döndüğümde, üşümüş olduğumu gören annem, alışkın olmadığım halde, biraz çay içmemi önerdi. Önce istemedim, sonra, bilmem neden, fikir değiştirdim.



Calvino’nun Ataları Ya Da İnsanlığın Soykütüğü

İtalyan edebiyatına -bu bir başlangıç sayılırsa- Dante’nin kapısından girdim. Roma-Sicilya hattında bir müddet dolaştıktan sonra istikametimi bulmuş olsam da garip bir şekilde okuma rotam beni Buzzati’ye Calvino’dan daha önce ulaştırmıştı. Bunu bir kayıp olarak saymadan yolculuğuma devam ettim.



İçimizdeki Kaplan

Belli bir yaşa gelmiş, ergenliğe adım atmış her çocukta beliren bir istektir özgür olma, kendini kanıtlama ve kendi hayallerinin peşinden gitme arzusu. Bu dindirilemeyen merak ve sınırları aşma arzusu zaman zaman ebeveynler ile çocuk arasındaki çatışmanın odak noktası haline gelir.



Hayat Denilen O Garip Şaka

Hayranı olduğum, yarattığı “Oulipo” akımıyla edebiyat alanında yepyeni ve oldukça da neşeli bir sayfa açan şair ve yazar Raymond Queneau’nun dilimize Tahsin Yücel tarafından kazandırılan Zazie Metroda romanını bilir misiniz? (Bence bilmelisiniz!) Annesi, küçük Zazie’yi birkaç günlüğüne Paris’e, dayısının yanına getirir.



Hepimizi yakmaya hazır güruh

Gündemin 24 saat içinde değişiverdiği, devletin ideolojik aygıtları vasıtasıyla gerçekliğin bir gecede tepetaklak olup bambaşka biçimler aldığı bir dünyada itibar ya da en yaygın haliyle itibarsızlık üzerine düşünmek pek kolay değil… Zeminler bunca kayganken, kamunun anlık hafızası hiçbir şeyin kaydını tutmazken, bir kişinin ya da bir kurumun itibarını ne belirler ve bu belirlenen “şey”in ömrü



Gece Geç: Bıçaktaki Yarayı Görebilmek

Şiir bir dil işçiliği olduğu kadar bir anlam işçiliğidir de. Çünkü dil bize aynı zamanda bir inceliğin adresini verir. Dilin doğduğu yer, bir ömür insanın yazgısıyla birlikte kol kola yürür. Tohum orasıdır. Dünyanın, adına ömür dediğimiz yaşamak kavgasının başladığı yerde olanca müşfikliğiyle dili görürüz. Dili yani anlama ve kavrama çabamızı.



Aşk: Kendimle aramdaki en kısa mesafe

İlk okuduğum aşk mektupları annemle babama aitti. Kaç yaşındaydım hatırlamıyorum; sanırım ortaokula gidiyordum. Üzerinde ayçiçek motifleri olan yaldızlı büyük bir çikolata kutusunun içinde yer alan ve salondaki vitrinin en üstünde saklanan aşk mektupları… Bolca özlem, tutku, sevgi içeren…



Rahatı Kaçan Şair: Melih Cevdet Anday

“Ölümü hatırlatan ne var bu resimde” diye sormuştu Melih Cevdet Anday, Fotoğraf şiirinde. Dört kişi parkta bir banka oturmuş. Soldan sağa Orhan Veli, Şinasi Baray, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet. Orhan Veli sağ elini sol elinin üzerine koymuş. Ağzı açık ama gülmüyor. Pardösüsünün yakaları tünemiş bir göçmen kuşun kanatları gibi. Fotoğrafçı deklanşöre basar basmaz pırr diye uçup gidecek.



Ömürlük Matem, Bosna'nın Gerçek Hikayesi: Son Sığınak

Ben dünyanın kaç bucak olduğunu öğrenmeye başladığımda, rahmetli babacığım kapımızın önünde çuvalları düğümlüyordu. Şu cihana dair kalbime düşen ilk hüznün, şu âlemdeki ilk mesuliyetimin adıdır Bosna. Tarih sayfalarına düşen sayısız utanç tablolarından biri, vicdanlarını, tüm duyularının biricik refahı için gözden çıkaran şu koca dünyanın, nemrut sessizliğidir.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.