Eleştiri Arşivi
Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
“ 'Artık yoruldum ve yarın dinleneceğim, siz de öyle yapın." Kitabın son cümlesi de bu cümle idi.' ” Yankılamak gibi olacak ama işte Yedinci Gün’ün sonu, son iki cümlesi… Heyecanlı aşk ve polisiye romanları seven okurlar yılların alışkanlığıyla kitabın sonunu başta
//php print_r ($fields); ?>
Türkçeye geç çevrilmesi nedeniyle yeterince tanınmayan Andrey Beliy, Rus edebiyatının en önemli yazarları arasında sayılır. Beliy’i bu payeye eriştiren en önemli eseri ise kuşkusuz Senfonileridir.
//php print_r ($fields); ?>
Gotik edebiyatının kült yapıtlarından Dracula’nın yazarı olan ve 2012 itibariyle ölümünün ardından bir asır geçen Bram Stoker’a olan akademik ilgi, ancak 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren gösterildi.
//php print_r ($fields); ?>
Adı üstünde “Yitik Ufuklar”... İngiliz yazar James Hilton’ın en ünlü eseri, 20.
//php print_r ($fields); ?>
Yaşamı süresince hak ettiği üne kavuşamamış olan oyun yazarı, romancı, şair ve öykücü Machado de Assis, Brezilya edebiyatının en ünlü yazarlarından biri olarak kabul ediliyor. Assis’in yapıtları XIX. ve XX. yüzyıl Brezilya edebi akımlarını derinden etkilemiş; Saramago, Fuentes, Sontag ve Woody Allen gibi isimlere ilham kaynağı olmuş.
//php print_r ($fields); ?>
Gazetecinin Ölümü, ABD ve Türkiye'nin Ortadoğu politikaları üzerine kurgulanmış bir roman. Elçin Poyrazlar, bugünlerde daha da yakıcılaşan bir meseleyi polisiye bir hikaye içinde -siyasi komploları, basiretsiz politikacıları, bağımsızlığını yitirmiş medyası, karanlık ve kirli çıkar ilişkileriyle birlikte- canlandırmış...
//php print_r ($fields); ?>
Okur olarak bir kitapla nasıl bağ kurduğumuz önemli. Hikayenin –ne kadar gerçekdışı olursa olsun- gündelik hayatımızla ne kadar benzeştiğinin muhakkak büyük bir etkisi var bunda. Kendimizi karakterin yerine ne kadar koyabiliyorsak, hikaye bizim için o kadar daha akıcı, anlaşılır, hüzünlü, komik, dehşet verici veya gerçek oluyor. Hayatımızı etkileyen romanların en büyük özelliği de bu değil mi?
//php print_r ($fields); ?>
"Kol kırılır, yen içinde kalır." Dışarıdan reklam filmlerindeki kadar mutlu mesut görünen ailelerin "içini bilemezsin" denilen içi deşildiğinde, karşımıza çıkanlar, yine bu güzel atasözümüze işaret eder. Burjuva olsun, işçi sınıfı olsun bütün aileler Tolstoy'un Anna Karenina'sının efsanevi başlangıç cümlesi gibidir.
//php print_r ($fields); ?>
Güncel edebiyat seyirlik bir rekabet, kitaplar artık proje, yazarlar oyuncu. David Whitehouse, Yatak romanını tanıtmak için, Londra’da, sokak ortasında, bir kitapçının önüne kurulu yatağa girmiş okuruna el sallıyor. Asıl zor olan okurun yatağına girebilmek. Acaba okur yeni bir yazarı ilk romanıyla yatağına kabul edecek mi?
//php print_r ($fields); ?>
Var olmayan bir cennette doğup, yaşayıp, ölebilir mi ya da öldürülebilir mi insan? Mümkün, bunların hepsi mümkün. Eğer Türkiye'nin doğusundaysanız, yok sayılmış ve zamanla unutulmuşsanız, sizin için sadece askerler ve devlet adamları tüm planları yapmışsa, sizin topraklarınız insanların yaşamayı değil, hep göçmeyi hayal ettiği yer olmuşsa...