Dosya Arşivi
Dosya
//php print_r ($fields); ?>
Hemen herkesin hayatında benzerlerinden ayrılan, kendine özel bir yer edinen kitaplar vardır. Bu bağ o kitabın yazarıyla ya da ana karakteriyle kurduğunuz duygudaşlıktan da ileri gelebilir, kitabı okuduğunuz zaman diliminde yaşadıklarınızdan da. O kitap bizim için özeldir, bizden başka kimsenin görmediği hayali bir arkadaşımız gibidir.
//php print_r ($fields); ?>
Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. Öyleyse soruyoruz: Siz Federico García Lorca'yı niçin okuyorsunuz?
//php print_r ($fields); ?>
Anı kitapları için de böyle düşünülebilir pekala. Sevdiğimiz, yakından takip ettiğimiz bir yazarın bir anı kitabı yayımlandığında elbette ilgi gösteririz. En azından merak ettiğimiz bölümlerini mutlaka şöyle bir karıştırırız. Peki ya pek de yakından takip etmediğimiz bir yazarın, şairin –ya da genel anlamda herhangi bir ismin– anılarını da okumalı mıyız?
//php print_r ($fields); ?>
Dave Eggers, çağdaş Amerikan edebiyatının en üretken isimlerinden... Metinlerinin sinemasal bir gramere yakınlığından olacak, hem romanlarıyla hem de katkıda bulunduğu senaryolarla beyazperdeyle de sürekli dirsek temasını koruyan bir yazar.
//php print_r ($fields); ?>
//php print_r ($fields); ?>
Edgar Allan Poe'nun gotik, karanlık, romantik akımın etkisindeki çoğunlukla gizem ve ölümle ilgili hikayeleri zamanla dönemin bildik kalıplarına sığmamaya başladı. Poe, polisiye kurgu gibi türlerin babası olurken, bilimkurgunun yeniden icadına ve ana akım edebi türlerden biri olarak kabulüne uzanan yolu döşedi.
//php print_r ($fields); ?>
Kitap okumak için sayısız gerekçe sayılabilir. Oysa kitap okumayanların gerekçeleri genellikle birbirine benzer: Vakitsizlik. Gerçekten de günlük hayatımızın koşuşturması içinde vakit ayırabildiğimiz son şeylerden biri oluyor okumak. Hatta bugünlerde birçok kişi bir romanı okumaktansa o romandan uyarlanan sinema filmini ya da televizyon dizisini izlemeyi tercih edebiliyor.
//php print_r ($fields); ?>
Aslında öykü yazarı olarak tanıdığımız Başar Başarır’ın bir romanı yayımlandı yakın zaman önce: Sibop.
//php print_r ($fields); ?>
Farklı sanat dallarının aslında birbirlerinden ayrı düşünülemeyeceği; edebiyat, müzik, heykel vd. arasındaki ilişkilerin yaratıcılığı beslediği bilinir. Bu aynı zamanda, her bir sanat dalının kendi içinde kuvvetlenmesi demektir. Bunun en güncel kanıtının da Haziran 2018’de gerçekleştirilecek J. R. R. Tolkien sergisi olduğunu söyleyebiliriz.
//php print_r ($fields); ?>
Sinema ve televizyonun edebiyattan ilham almasına artık alıştık, öyle ki artık bir romanın sinemaya ya da televizyona uyarlanacağını duymak bizi şaşırtmaya yetmiyor. Hele ki merkezde Stephen King olunca! Zira korku edebiyatının bu usta kalemi, sinema ve televizyon dünyasının da en sevdiği isimlerden biri.