Eleştiri Arşivi
Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Hatırlıyorum, iki sene önce berbat sıcak bir yaz günüydü. Bir arkadaşımla “Taşra ve Edebiyat” sempozyumuna gidiyorduk. Tabii ki yolda “Bu havada taşra sıkıntısı çekilir mi?” türünden şeyler söylüyorduk. Gitmesek mi? Yok bir gidelim, sıkılırsak çıkarız. Malum, taşra denilen şeyi -bilhassa da 90 sonrası yeni Türkiye sineması denilen şey aracılığıyla- kafamıza “sıkıntı” diye işlediler.
//php print_r ($fields); ?>
Kılıçbalığı yoluna devam ederken, Barış Müstecaplıoğlu bizi yeni diyarlar, yeni canlılar ve insanlarla tanıştırıyor.
//php print_r ($fields); ?>
Evrimsel biyolog Olivia Judson’ın cümle hayvanatın cinsel sorunlarına dair sorulara Dr. Tatiana takma adı ile Haydar Dümen’lik yaptığı çok satar kitabı on yıllık bir gecikme ile Türkçede de boy gösterdi. Kitabın başlığını ilk gördüğümde, hani bize dair bir şeyler de vardır diye heveslenmiştim, ama yok. Sonra düşündüm de İnsan türünün seks yaşamına dair bilinmedik ve söylenmedik ne kaldı ki?
//php print_r ($fields); ?>
Kainatın yaradılışından 7079, İsa Mesih’ten 1681 ve Hicret’ten 1092 yıl sonra, karanlıkta uçan bir martının yol göstermesiyle Cenevizli gemicilerin mesken tuttuğu Konstantiniye, en nefes kesici maceralardan birine, Uzun İhsan Efendi’nin gördüğü kocaman bir düşle gebe kaldı...
//php print_r ($fields); ?>
(Yazarın adı isteği üzerine kaldırılmıştır)
Romain Gary’nin, Émile Ajar takma ismiyle yazdığı Onca Yoksulluk Varken adlı romanı 2009 yılında okurken gerçek bir dünyadan çıkıp daha bir gerçeğin içine doğru yolculuk yaptığımı anlamıştım.
//php print_r ($fields); ?>
Ataerkinin sonu ne zaman gelecek? Bu sorunun yanıtıdır ki binyıllara damgasını vuran cümle insanlık sorununun da bitişini müjdeleyecek. Fertlerine daimi bir adaletsizlik, acı ve öfke duygusu vermekten başka işe yaramayan aile kurumları da, halklarını kana bulayan, açlığa mahkum eden iktidar-devlet anlayışının da kökeninde o kökleşmiş ataerkil düzen yatmıyor mu?
//php print_r ($fields); ?>
Hiç bir adlandırmaya sığamayacak kadar yıkıcı olan savaş gerçeğini, isimlendirip, indirgeyerek onu yok saymayla ilgili güçlü bir anlama sahip Filistin Sabahları.
//php print_r ($fields); ?>
Kitaplar da insanlara benzemez mi? Adlarıyla, biçimleriyle, anlattıklarıyla... Sanırım ben en çok azınlığın keşfine, ellerine ve kütüphanesine vardığı Halil Cibran, Oruç Aruoba, Emil Cioran gibi insanları seviyorum. Onlar benzersiz ve ikâmesiz bir kendiliği metnine getirmeyi başaranlar.
//php print_r ($fields); ?>
Son iki yüzyılda sanat tarihi, tüm zamanların çok ötesinde bir anlam kazandı, Batıcı bir anlayış içerisinde kanonlaşma fırsatı bulabildi. Bu batı odaklı yaklaşım, sanat tarihinin alt başlıklarında da kendini fazlasıyla hissettirdi; bu yaklaşım içerisinde, canlandırmacılıkla yükselişe geçen mimarlık tarihi çalışmaları, teorik ve pratik alanlarda hızlıca gelişme yoluna girdi.
//php print_r ($fields); ?>
Yazılan her öykü, aslında bin bir zorlukla yaratılan şiirden hareketle çekilmiş bir filmin özetidir deseler, kaç kişi yeryüzünü terk etmek için hemen harekete geçer? Kâğıda geçirilmiş bu öyküler, şiir ile sinemanın arasını düzeltmek için, hatta aralarını bulmak için tasarlanmıştır.