Dosya Arşivi
Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Hatırlanacaktır, bir dönem furyaydı dünya klasiklerinin çizgi roman uyarlamaları. NTV Yayınları’nın Shakespeare’in Macbeth’inden uyarlanan çizgi romanı yayımlamasıyla başlamıştı her şey.
//php print_r ($fields); ?>
Andy Weir aslında bir programcı - birçok şirkette yazılım mühendisi olarak çalışıyor. Hayat hikayesinin bizi ilgilendiren kısmı ise, çocukluğundan beri bilimkurgu edebiyatına tutkun olması. Yazıp çizmeye de genç yaşta başlıyor... Tamamladığı ilk roman taslağı birçok yayınevinden ret cevabı alınca; bu kitabı bölümler halinde kendi sitesinde yayımlıyor.
//php print_r ($fields); ?>
Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. Öyleyse soruyoruz: Siz Federico García Lorca'yı niçin okuyorsunuz?
//php print_r ($fields); ?>
İsveçli kimyacı Alfred Nobel anısına 10 Aralık 1901'den beri ödül dağıtan İsveç Akademisi, Leo Tolstoy, James Joyce, Virginia Woolf, Mark Twain, Joseph Conrad, Anton Chekhov, Marcel Proust, Henry James, Henrik Ibsen, Emile Zola, Robert Frost, W.H. Auden, F. Scott Fitzgerald, Jorge Luis Borges ve Vladimir Nabokov'u atladığı için eleştirildi.
//php print_r ($fields); ?>
Bookshelf (Kitap Rafı) adlı blogundan ilhamla aynı adlı bir kitap çıkaran yazar Alex Johnson, bu seneki Pulitzer Ödülü'nü kazanan Huffington Post gazetesi okurları için, değişen ve elbette gelişen bilgiyi depolama yöntemlerinden en eskisi olan kitap raflarının en güzellerini seçti.
//php print_r ($fields); ?>
Söyleşi: OSMAN AKINHAY
Mesele, Eylül 2007, sayı 9
//php print_r ($fields); ?>
Anne olmadan önce kadındılar, kadın olmadan önce çocuk. Kimisi kendi ailesinden başka bir aileye gitmişti, kimisiyse ne kendi ailesinden ne de bir başkasının ailesinden kabul görmüştü. Bazen aşk, bazen pazarlık, bazense düpedüz şiddet sonucunda bir erkeği kabul etmişler, sonunda da çocuklarını doğurup anneliği yaşamışlar.
//php print_r ($fields); ?>
Dünyamızı değiştiren teknoloji, iki yüzyıldır ivmesini artırmış durumda. Bir insan ömrüne sığabilen değişimler o kadar çoğaldı ki artık kanıksamış durumdayız, sanki her zaman bizim yaşadığımız oranda teknoloji değişirmiş gibi düşünüyoruz.
//php print_r ($fields); ?>
Yazma tutkusu, deha, bohem bir karakter ve edebiyat birleşince 20'nci yüzyılın en önemli zirvelerinden biri, James Joyce nam buzdağı ortaya çıkıyor. Yüzyıl önce, 1915’te, bu buzdağının su yüzüne çıkmaya başlaması, gündelik hayatla ilgili birtakım öykülerin derlendiği Dublinliler kitabıyla gerçekleşti; önceden dergilerde kopmuş birtakım buz parçalarını saymazsak.
//php print_r ($fields); ?>
ARDIÇ TOHUMU: “Güzel gözlüm... Geldiğinde ne kadar aç, nasıl da yalnızdın. Dağların üstünde uçmadığın, dolaşmadığın yer kalmamıştı. Beni bulduğunda güzün en ışıklı saatlerindeydik. Gücenmiş, bitkin düşmüş, umudunu kaybetmemiştin. Senin içinden geçene dek istek dolu biriyle karşılaşmanın ne tür bir tuzak olduğunu henüz kavrayamamıştım.