Eleştiri Arşivi
Eleştiri
//php print_r ($fields); ?>
Son yıllarda iyice çoraklaşan şiir ortamımızın ilginç ve kendine özgü şairlerindendir Azad Ziya Eren. Ama şiirlerini kurma biçimi ve tekniği bakımından değil, daha ziyade şiirlerinin haletiruhiyesi, iklimi bakımından; ki hep Ortadoğu’ya bakmaktadır ve mistik bir bakışı ve duyuşu taşımaktadır. Bunda, eminim, Diyarbakırlı ve orada büyümüş olmasının da payı vardır.
//php print_r ($fields); ?>
Matt Haig daha çok, çocuk ve gençlere yönelik spekülatif romanları ile tanınan bir İngiliz yazar. Bir Hamlet yorumu diyebileceğimiz hayalet öyküsü Ölü Babalar Kulübü daha önce Türkçeye çevrilmişti. Bilimkurgudan ziyade yine spekülatif olarak betimleyebileceğimiz İnsanlar ise, adı üzerinde, insanlık ve insanlar üzerine bir kurgu.
//php print_r ($fields); ?>
Zadie Smith, enfes romanı NW'da yetişkinlerin çocukların anlamayacakları şakalar yaparak (upuzun saçlarını kestirelim, oyuncak ayın benim olsun, senin yatağında baban yatacak, bisikletine amcan binecek vb) ufaklıkları nasıl da -birkaç dakikalığına da olsa- üzüntüden tarumar ettiklerine (sanırım o “işkence” kelimesini kullanıyordu) şaşırdığını anlatır.
//php print_r ($fields); ?>
Seda Uyanık, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü’nde yazdığı doktora tezinin genişletilmiş hali olan Osmanlı Bilim Kurgusu: Fennî Edebiyat isimli kitabında, 19. yüzyıl sonu ve erken 20. yüzyılda Osmanlı edebiyatında bilimi merkeze alan anlatıları irdeliyordu.
//php print_r ($fields); ?>
Yorgunuz. Kimi azıcık dürtsek, kısacık bir gündelik selamlaşmanın hemen altından dev canavarlar başını uzatıyor. İçlerimiz karanlık. “Bu da geçer,” demek hiç olmadığı kadar zor. Bir ülke dolusu insan kaynayan bir kazanın içinde çırpınıp duruyoruz. Üstelik sadece bugünün şartlarından, bugün içinden geçtiğimiz dönemin ağırlığından değil.
//php print_r ($fields); ?>
Nihad Sîris, Suriyeli muhalif bir yazar. Onun muhalifliği kendisi olmaktan geçen bir seçimin tezahürü aslında. Sözün yarattığı etkiyi, ahengi kendi sessizliği içinde düşünmeyi, tasavvur etmeyi önemseyen diğer kalemdaşları gibi, düşüncelerinin özgürlüğünü yitirmemek için sürgüne çıkmış bir yazar aynı zamanda.
//php print_r ($fields); ?>
Gelecek içimizde tatlı bir uyku çekmektedir de, geçmiş nerededir? Unutuşun tunç kapısını zorlayan hatıralar, nereye gitmek istemektedir? Zamanı genişletip daraltan, bazen bir çembere bazen de tek bir noktaya benzeten nedir? Bir kişinin dilinden nasıl olur da insanlığın o uzun hikayesi dökülür? Belki de fevkalade büyük bir hikayenin içinde yaşıyoruzdur.
//php print_r ($fields); ?>
Günlerden bir gün yemek yerken masanızın üzerine bir deniz kaplumbağası düşse ne yaparsınız? A) Bayılırsınız. B) Deprem olduğunu sanıp masanın altına saklanırsınız. C ) Kaplumbağanın canlı olup olmadığını kontrol edersiniz. D) Hiçbiri. Evet, hiçbiri. Çünkü günlerden bir gün yemek yerken masanızın üzerine bir deniz kaplumbağası düşmemesi gerekir.
//php print_r ($fields); ?>
1969 yılında doğan Tom McCarthy, Oxford Üniversitesi’nde İngiliz dili eğitimi almış. Sanat dünyasında yarı-kurmaca bir avangard sanatçılar ağı olan International Necronautical Society’nin Genel Sekreteri sıfatıyla yazdığı raporlar, manifestolar ve gerçekleştirdiği medya müdahaleleriyle tanınıyor.
//php print_r ($fields); ?>
Seyyah-yazar Damon Galgut’un 2010 Man Booker ödülüne aday gösterilen Yabancı Bir Odada adlı kitabı, kişisel deneyimlerden beslenen, edebiyattan modern sanata pek çok alana ilham veren “yolda olma hali” üzerine kurgulanmış, insanı etkisi altına alan ve kolay kolay da bırakmayan bir roman.