Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Langston Hughes ve Nina Simone: Şarkılara yansıyan bir dostluk




Toplam oy: 246

Amerikan şiirinin en önemli figürlerinden Langston Hughes 1967 yılında hayatını kaybetmişti. Aynı yıl, Hughes’ün büyük bir hayranı olan Nina Simone'un efsanevi şairin dizelerini ödünç aldığı “Backlash Blues” dinleyiciyle buluştu. Şarkı uzun yıllar Nina Simone’un repertuarının bir parçası oldu.


Langston Hughes’ün dizelerini ve Nina Simone’un I Put a Spell On You adlı (evet o müthiş şarkısından alıyor ismini) otobiyografisinden pasajları hatırlamak, siyahların ABD’de maruz kaldığı ayrımcılığa karşı sesini yükselten iki ismin dünyaya bakışına dair fikir verirken, her ikisini sanat hayatlarında besleyen dostluğun da izlerini gösteriyor.

 

 

Nina Simone, I Put A Spell On You

 
"Langston benim için bir yol göstericiydi. Arada sırada, mutlaka okumam gerektiğini düşündüğü kitapları verirdi, ama aslolan uzun muhabbetlerimizdi. Yanına oturtur, önemli gördüğü her şeyden bahsederdi. Harlem’deki evine giderdim. Akşam yemeği için buluşur, şarkılar söyler, şiirlerden mısraları seslendirirdik ve sabah güneşi kendini gösterene dek içerdik. Şarap, müzik ve kahkahayla mest olmuş bir şekilde taksiye biner ve eve giderdim."


"Beni bir caz şarkıcısı olarak adlandırmak benim geçmişimi görmezden gelmek demektir. Zira ben, beyazların kafasındaki o siyah şarkıcı kalıplarına uymuyorum. Eğer siyahsa caz şarkıcısı olmalıdır elbette, pek çoğunun fikri bu. Langston Hughes’a  “büyük bir siyah şair” dediklerinde bu nasıl bir aşağılamaysa, beni böyle görmek de bir aşağılama. Langston büyük bir şairdi ve derisinin rengini dile getirip getirmemek, ona, yalnızca ona ait bir seçim olmalı."

 

 

 

 

Langston Hughes, “I, Too, Sing America”, 1925


"Ben de şarkı söylüyorum, Amerika.
Ben, yani derisi koyu renkli kardeş.
Misafir geldiğinde,
Beni yemek için mutfağa yolluyorlar
Ama bolca gülüyorum,
Güzelce yiyorum,
Ve güçleniyorum."

 


Langston Hughes, “Let America Be America Again”, 1935


"Bırakalım da Amerika hayalperestlerin hayal ettiği o hayal olsun —
Bırakalım da muazzam güçlü o aşk ülkesi olsun
Herkesin tepedeki tek bir adam tarafından ezilmediği
Kralların entrika yapmadığı, tiranların iş çevirmediği."

 

 

 

Langston Hughes, “Backlash Blues”, 1967
"Bay Geritepme, Bay Geritepme
Beni ne zannediyorsun
Vergilerimi arttırıp maaşımı kısıyorsun
Ve oğlumu Vietnam’a gönderiyorsun
Bana ikinci sınıf evler veriyorsun
Ve ikinci sınıf okullar
Tüm siyahların
İkinci sınıf aptallar olduğunu mu sanıyorsun
Bay Geritepme, seni bıraktığımda
Tüfeğin geritepmesinin hüznü kalacak."



Langston Hughes, “A Note on Humour”, 1966
"Mizah, sahip olman gerektiği halde sahip olmadığın şeyin yokluğuna gülmektir."

 

 

AB

 

 


 

 

 

Kaynak: Signature Reads

 

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.