Arşivi
// En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Geçtiğimiz hafta iki edebiyat dergisi –İzafi Dergisi ile Sarnıç Öykü-, kapandığını açıkladı arka arkaya. Hemen hemen aynı anda gelen bu iki haberin, bizim edebiyat ortamımız için bir haber değeri yok, maalesef. Ne de olsa edebiyat dergisi dediğimiz, kısacık bir ömre daha doğarken hapsolmuş, solgun bir heves demek bu ülke topraklarında. Bunda hepimiz hemfikiriz.
//php print_r ($fields); ?>
Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.
//php print_r ($fields); ?>
Ütopya fikrinin ortaya çıktığı Ortaçağ Batı’sı, insanlığa karanlık bir gelecek vaat etmesine rağmen, kendi topraklarında doğmuş “rahatsız ruhlar” eliyle her zaman temize çekildi. Birilerinin ütopyası, başka birilerinin distopyası oluyordu çünkü. Batı’nın en parlak ütopyası İngiltere’dir ve ne hikmetse ütopya dediğimiz tür de İngilizler eliyle pazarlanmıştır tüm dünyaya.
//php print_r ($fields); ?>
Bir gün bir edebiyat profesörü incelediği mesnevide bir şeylerin yolunda gitmediğini fark eder. Daha doğrusu mesnevi türünde daha önce görmediği bazı tuhaflıklar vardır şiirde. Anlamadığı ifadeler vardır. O, kendinden önceki araştırmacılar-edebiyatçılar gibi yapmaz ama. Okuyup geçmez, anlamadıklarından vazgeçip, anladığı yerler üzerine yoğunlaşmayı tercih etmez.
//php print_r ($fields); ?>
Günümüz İngiliz romancılarından Ian McEwan’ın Soğuk Savaş döneminin “edebiyat cephesi”ni anlattığı ilginç bir romanı var; Bir Parmak Bal. Ülkemizde de yayınlanan roman bir anlamda birbirine benzemeyen üç ilgi çekici konuyu garip bir kurgu etrafında bir araya getiriyor: Gizli servis, edebiyat ve aşk.
//php print_r ($fields); ?>
Yok yok merak etmeyin, “yeni dil, gücünü mizahtan alıyor, gümbür gümbür geldi” yazısı değil bu. Direnişin dili, sıkıcı sosyolojik, kuramsal, edebi analizlerin dışında da, onlara ihtiyacı olmadan da kendini üretiyor, yoluna devam ediyor nasılsa... Ben bugün sizlere yeni bir edebiyat kuşağının önsezili, hani neredeyse kehanetvari arayışından, bir araya gelişinden söz edeceğim.
//php print_r ($fields); ?>
Ani bir kararla yazarlığa geçen ve kısa süre içinde iki milyondan fazla okura sahip olan bir yıldız-yazara dönüşen Jean-Christophe Grangé...
//php print_r ($fields); ?>
Bu aralar herkes yazar olmak mı istiyor? Ya da niye herkes yazar olmak istiyor? Yazar Olabilir miyim?'i yazarlığa ilgi duyan ve Semih Gümüş’ün nasihatlerinden payını almak isteyenler oturttu yayımlanır yayımlanmaz çoksatar listelerinin ilk sıralarına.
//php print_r ($fields); ?>
Ursula K. Leguin dendiğinde aklımda hep nitelikli ve bilgece hayaller kurmayı öğreten Batılı bir nine imajı beliriyor. Ursula’yı yalnızca bir hayalci olarak da niteleyemem doğrusu. Bilim Kurgu türü içindeki en filozof yazardır Ursula. Sadece yepyeni bir evren kurmakla kalmaz. Dünyamıza dair bazı kavramları da yerinden oynatır.
//php print_r ($fields); ?>
E-kitap tartışmaları malumunuz, hatta belki tartışmamaları demek daha doğru, zira konuşulmaz ve fazla dillendirilmezse e-kitabın bir şekilde hayatımıza pek girmeden çıkacağını umanlarla, bu yeni teknolojiden en yüksek faydayı sağlamak adına sessizce bekleyip durumu görmek isteyenler belli ki aynı safta.