Günümüz İngiliz romancılarından Ian McEwan’ın Soğuk Savaş döneminin “edebiyat cephesi”ni anlattığı ilginç bir romanı var; Bir Parmak Bal. Ülkemizde de yayınlanan roman bir anlamda birbirine benzemeyen üç ilgi çekici konuyu garip bir kurgu etrafında bir araya getiriyor: Gizli servis, edebiyat ve aşk.
1970’lerin İngiltere’sindeyiz. Soğuk Savaş kültürel cephede de ilerliyor. İngiliz gizli servisi MI5 bir proje geliştirerek bazı yazarların farkında olmadan İngiltere’nin emperyalist çıkarları doğrultusunda kalem oynatmalarını sağlayacak. Romana da adını veren projenin adı, Bir Parmak Bal. Yalnız projede en dikkat çekici husus, yazarların bu projeye dâhil olduklarını hissetmemeleri. Proje için kadın bir ajan görevlendiriliyor, amaç yazarları bu kadın üzerinden çekmek. Kahramanımız Serena Frome Cambridge’in matematik bölümünden mezun olmuş genç ve güzel bir kadın. Bir de Frome iyi bir kitap okuru aynı zamanda, hatta haftada üç dört kitabı bitirebilecek kadar iyi okuyan birisi. Bütün bu özellikleri sayesinde dâhil edildiği MI5’ta Sovyetler Birliği ve diğer İngiliz düşmanlarına karşı çıkan genç ve yetenekli yazarları bir anlamda “avlayacak” ya da “tavlayacak”. Sonra da bulduğu yazar adayına göstermelik bir vakıf eliyle burs verilmesini sağlayarak, onu yeni eserler yazmasına teşvik edecek. İşin sırrı burada işte, yazarı teşvik ederken, sinsice ve çaktırmadan da yönlendirmiş olacak.
Serena Frome’un bulduğu yazar adayı ise Tom Haley’dir. Gelecek vaat eden, yetenekli bir yazardır. Kahramanımız etkileyici öyküler yazan Haley’le bağ kurar fakat aralarında başka türlü bir ilişki başlar. Genç adam ajanımızı kendisine âşık etmiştir ve aşk Bir Parmak Bal projesini sekteye uğratmaya başlamıştır artık. Ewan, roman boyunca siyaset, aşk ve casusluk arasında kurduğu bağı etkileyici bir finalle noktalar.
Okuduğumuz elbette bir kurgu ama Ewan kullandığı her formülü öyle sarsılmaz bir dengeyle yerine oturtmuş ki, gerçek bir olayı okuduğumuz sanrısına kapılabiliyoruz. Çünkü bazı bölümler gerçeklerden izler taşıyor. Birçok gizli servisin kültür dünyasıyla ilgili çalışmalar yaptığını biliyoruz artık. Tam da buradan yola çıkarak, yazarların son yıllarda seçtiği konular, ödül almaya yönelik çalışmalar, dünya edebiyat ajanlarının ortak kurguyu belirleme çabaları, Ewan’ın kurgusundan bağımsız düşünülemez gibi geliyor bana.
Yeni yorum gönder