Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Barışçıl insanlar ve "kötü yazgı"

Geçtiğimiz yıllarda bir dizi etkinlik için Türkiye’ye gelen ama bugüne dek hiçbir kitabı Türkçeleştirilmeyen Kolombiyalı yazar Armando Romero’nun Cajambre Nehri, İdil Dündar’ın çevirisiyle bizlerle buluştu. 

 



İrili ufaklı, sarılı yeşilli limonlar

Calypso on yaşında. Annesini beş yıl önce kanserden kaybetmiş. Babasıyla yaşıyor. Anneanne ve dedesi öldüğünden, babasının ailesi de yıllar evvel Avustralya’ya taşındığından babasından başka kimsesi yok.



Terskarga

Bir yılın daha sonuna geldik. Ahmed Arif’in “Asfalttan yürüsün aralık / Sevmem, netameli aydır” dediği aydayız. Ama mevsimlerin ayarı sanırım daha kaçmamıştı o zamanlar. Bu yazı yazıldığında hâlâ kısa kollularla dolaşıyorduk mesela. Aralık denildiğinde kar gelmez miydi aklımıza eskiden?



Toplum fragmanlarından öyküler yaratmak

Günümüzde Türkiye toplumunun yaşadığı kriz ve sıkıntıları dile getirmeyi, bunlarla başa çıkmayı, hatta karşı koymayı başaramıyoruz. Yeri geliyor, bu karşı koyma çabasının hakkını veremediğimiz zamanlar da oluyor. Süreyyya Evren bu çabanın üzerine son zamanlarda yoğun biçimde eğilmiş durumda.



Eleştiride büyük hamle: Tehlikeli Dönüşler

Orhan Koçak, Türkçenin büyük eleştirmenlerinden/denemecilerinden. Yazdıklarıyla her daim zihnimizi açan, edebiyata bakışımızda yeni yollar, kavşaklar yaratan; klişe haline gelmiş birçok unsuru alaşağı eden fikirlerle eleştiri tarihinin yönünü değiştiren biri.



Savaşın gölgesinde terleyen aile

"Hiçbir yerde kök salmak istemiyorum", çok yakın bir arkadaşımın ağzına uzun yıllar sakız olmuş bir laftı. Bunun hakkını verdi; önce Yunanistan'a oradan da dünyanın öbür ucundaki Yeni Zelanda'ya göçtü. Beş senelik yerleşiklikten sonra bildiğim kadarıyla yine rahat durmuyor. Anlayacağınız yeni bir ülke arayışında.

 



Alis'in Tuşlar Diyarında büyümek

“Bu sabah kim olduğumu biliyordum halbuki, ama o zamandan beri birkaç değişim geçirmedim değil.” Lewis Carroll’ın 1865 tarihli klasiği Alice Harikalar Diyarında’nın kahramanı Alice’in sarf ettiği bir cümleden yapılmış, serbest bir çeviri bu.



"Çok eskiden rastlaşacaktık"

Vesikalı Yarim evli, çocuklu, taşralı manav Halil'le, pavyonda çalışan, makyajlı esanslı, pek güzel ama “iffetsiz” Sabiha'nın romantik başlayan, hızla kara sevdaya savrulan, en sonunda trajik biten aşkının kült filmidir. Filmin sonlarına doğru çiftin aşkı çıkmaza girince böyle söyler Sabiha: “Çok eskiden rastlaşacaktık.” Peki niçin?



Karşı kıyının sürgünü

Sergey Dovlatov, Sovyetlerin çöküşünden sonra nihayet Rusçada da rahatça okunmaya başlanabilen bir sürgün yazar. Yaşadığı süre boyunca Rusya’da yalnızca tek bir kitabı basılabilmiş: Nevidimaia Kniga. Yayımlanmasından kısa bir süre sonra da kitabın tüm kopyaları KGB tarafından toplatılıp mahvedilmiş.



BaşkaDünyalar // Kahramanın son yolculuğu

Arcturus’a Yolculuk, ilk olarak 1920’de yayımlanan ama bilimkurgu ve fantastik edebiyat çevrelerince 1960’larda itibar görmeye başlayan, İngilizce dışındaki dillere ise ancak 1970’lerden sonra çevrilen, gölgede kalmış bir klasik.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.