Dosya Arşivi
Dosya
//php print_r ($fields); ?>
Kafka’nın, kitaplarını Max Brod'a bırakmak yerine ölmeden önce hepsini bir bloga yüklediği anakronik bir hayal kuralım. Aynı etkiyi yapabilir miydi? Çok daha önemsiz metinler yayımlamış gibi davranılmaz mıydı?
//php print_r ($fields); ?>
Gurur ve Önyargı romanının 200. yılı kutlamaları sürerken, Jane Austen'ın 6 romanını kapsayan pullar da satışa çıktı.
//php print_r ($fields); ?>
Resmi tarihin görmekte ve göstermekte isteksiz olduğu ne varsa, edebiyat görmeye hep meraklı oldu. Dikkatli bakarsanız, insanlık da.
//php print_r ($fields); ?>
Cervantes, romanının prologunda, Don Kişot'un hikayesini hapisteyken hayal ettiğini söyler. Adi hırsız Jack Black, San Quentin hapishanesinde, mahkumları islah etmek için uygulanan yaratıcı yazarlık terapisi sonucu, Kazanamazsın adlı romanı yazar ve bir anda Beat Kuşağı'nın ilham perisi olur.
//php print_r ($fields); ?>
Çağ dönüşüp değişiyor. Bir vakitler düzenin suç saydığı bir olgu, sıradanlaşırken yerini geleceğin sıradanlaşacak yeni suçlarına bırakıyor. İktidarların özgür düşünceyi, kendisine muhalif fikirleri kontrol etme ve cezalandırma isteği değişmiyor yalnızca. Üstelik bu istek, değişimden payını yeni tecrit yöntemleri, yeni akıllı hapishane mimarisiyle daha da zorbalaşarak almaktan geri kalmıyor.
//php print_r ($fields); ?>
Vazgeçmek, bırakmak, artık üretmemek, sonlandırmak… Bugünün dünyasında en çok yapılması gereken, saygı duyulacak davranışlar olması gerekir belki de, ama öyle değil. İçimizde ısrarlı bir aşırı-üretim virüsü işliyor.
//php print_r ($fields); ?>
Şiirin liri; kılıcın piri, fizik alimi, müzik bilgini, hele o garip kılık kıyafetleri; işte karşınızda Cyrano de Bergerac: “Neyse ki ahlaken zarifim ben!/ Böyle bir züppe gibi giyinip süslenmem,/ Pek cici olmasam da süsüm tamam;/ Özellikle şunu hiç aklımdan çıkarmam:/ Hafif hakaretler, zoraki vicdan,/ Gözleri çapaklanmış uykudan,/ Paçavralaşmış bir onur, yitirilmiş bir hedef./ Yürürken hiç
//php print_r ($fields); ?>
KomşudaPişen'in ikinci bölümünden merhabalar,
Edebiyat dergilerine gömülü ve dolu dolu geçen bir ayın sonunda yine gizli saklı hazinelerin ufak bir kaydını tuttuk.
Girizgaha hiç takılmadan başlayalım bir an önce o halde!
//php print_r ($fields); ?>
“Şimdiye kadar ne yeleği ne de yeleğinden çıkarabileceği saati olan bir Tavşan’a rastlamıştı! Öyle ya! Meraktan çatlayarak ardı sıra tarlaya doğru koştu. Tavşan tam çitin altındaki kocaman deliğe atlayacağı sırada yetişti ona. Bir daha dışarı nasıl çıkabileceğini hesaplamaya kalmadan da kendini deliğe bıraktı.