Eleştiri Arşivi
Eleştiri
//php print_r ($fields); ?>
Mehmet Eroğlu İyi Adamın On Günü’nü 2019’da yayımlamıştı. Üç ay içinde yazdığı Kötü Adamın On Günü’nü ise, 2020’nin başında çıkardı. Benzer atmosferlere sahip her iki roman da. İkisinin de kahramanı aynı: Sadık. Kötü Adam’da ismini değiştiriyor; Adil oluyor bir süre, sonlara doğruysa Öcal. Fakat itkileri, tepkileri, düşünceleri üç aşağı beş yukarı aynı, “iyi Sadık”la, “kötü Sadık”ın.
//php print_r ($fields); ?>
Geçtiğimiz günlerde Yapı Kredi Kültür Sanat’ta, hıncahınç dolu bir salona sığamayıp kapının dışına, oradan da merdivenlere taşan bir söyleşiye katıldım.
//php print_r ($fields); ?>
“Hiçbir şey dikkat çekme arzusu kadar sıradan değildir.”
William Shakespeare
//php print_r ($fields); ?>
“Testi içindekini sızdırır”
Mevlana
Çocuklar öldüğünde dünyadaki rüyalar da azalıyor olabilir. Dünya üzerindeki rüyalar azalınca da benim uyku sürem düşüyor. Testiyle bakışmamızın üzerinden tam 7 saat geçti. Tekli koltuğun karşısında kütüphanemin yanında, masamda üzeri başka çağlardan gelmiş gibi desenlerle bezeli bir testi bulunuyor.
//php print_r ($fields); ?>
“Hakikatin yalan, yalanın da hakikat gibi göründüğü bir dönemeçteyiz şimdi.”
-Theodor Adorno
//php print_r ($fields); ?>
Kahvenin anavatanı Habeşistan’dır. Efsaneye göre Khaldi adında Habeşli bir çobanın keçileri tatmıştır ilk olarak bu kara-kırmızı meyvelerden. Keçilerin kemirdiği çalı bir arabica ağacıdır aslında.
//php print_r ($fields); ?>
John Milton kendisine ölümünden sonra haklı bir şöhret kazandıracak Kayıp Cennet’i (Paradise Lost) yazmaya başladığında, artık tamamen kör olmuştu. Bu demek oluyordu ki, otoriteye başkaldırışın vücut bulmuş hali olarak addettiği Oliver Cromwell’in mezarından çıkarılıp yargılanışını, vücudunun paramparça edilip kafasının kazığa oturtuluşunu asla görmedi.
//php print_r ($fields); ?>
Fransa’nın Paris kentinde 1396 yılının ekim ayında kiliselerin çanları kent sakinlerini uzun sürecek bir yasa davet için hiç durmamacasına çalıyordu. Kral VI. Charles dâhil herkes şiddetli bir mateme tutulmuş; Valois Hanedanı’nın amansız düşmanları bile ‘Son şansımızı yitirdik… Şimdi neler olacak?’ diye titrek mum alevlerinin eşliğinde sabahlara dek düşünüyordu.
//php print_r ($fields); ?>
Çeyizime Bir Kefen, 1990’lı yıllardan beri Türk şiirine katkı veren şair Ali Emre’nin altıncı şiir kitabı. Şaire ait altı kitap arasında tematik bakımdan merkezî bir öneme sahip Meryem’in Yokluğunda adlı toplam sonrasında yayınlanan Çeyizime Bir Kefen, “biz ve onlar” arasındaki bitimsiz kavganın şairin diline yansıyan yeni ve şimdilik son uğrağı.
//php print_r ($fields); ?>
Kitaplar da insanlara benzemez mi? Adlarıyla, biçimleriyle, anlattıklarıyla... Sanırım ben en çok azınlığın keşfine, ellerine ve kütüphanesine vardığı Halil Cibran, Oruç Aruoba, Emil Cioran gibi insanları seviyorum. Onlar benzersiz ve ikâmesiz bir kendiliği metnine getirmeyi başaranlar.