Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Babalar, Oğullar Ve Amerikalar

Güray Süngü’nün yeni romanı masamda duruyor: Az Kalan Gölge. Kapakta bir yük gemisi. Macera. Yolculuk. Gölge kelimesi güneşi işaret ediyor, engeli çağırıyor. Koyu renkli. İlk sayfayı açar açmaz edebiyatın iki yolu beliriyor. İki çeşit metin. Her şeyi anlatan ya da anlatmadıklarının peşinde koşturan. Parçalı bir roman. Bir otobiyografinin peşindeyiz. Doğru ya da yanlış.



Saçmanın Anlamı: Albert Camus

Filozof, felsefesini kuran kişi mi yoksa yaşayan kişi midir? Bu kadim tartışmaya varlığıyla cevap veren bir filozoftan bahsedilebilir: Albert Camus. Çünkü teori kadar pratiği de fikirleri kadar yaşamayı da hayatında önceleyen bir düşünür olmuştur o.



Ülkesiz ve zamansız bir adam

Kurt Vonnegut, Türkiye’de denemeleriyle pek gündeme gelen bir yazar değil. Geçtiğimiz yıllarda ilk kez yayınlanan mezuniyet konuşmaları Daha Ne Olsun’un birkaç baskı yapması sevindiriciydi. Şimdi yine, Algan Sezgintüredi çevirisiyle, bir başka denemeler toplamı okurla buluştu: Ülkesiz Bir Adam.



Nedensiz İyilikle Kötülüğün Nedeni

Köpekler İçin Gece Müziği’nin ilk baskısı Can Yayınları arasından 2014’te çıkmış. Yeni baskısıysa, Ocak 2020’de Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı. Bu arada üç baskı yapmış kitap. Faruk Duman dikkat çeken bir romancı… Köpekler İçin Gece Müziği’nin okuyucu üzerinde negatif etkiye neden olduğu söylenebilir. Roman bitince okuyucu merak içinde kalıyor. Bu arada epey hırpalandığını da düşünüyor.



Fotoğrafın Düşüncesi Veya Düşüncenin Fotoğrafı; Aynı Rüyanın İçinde

Ahmet Hamdi Tanpınar, eserlerinde hayatın saklı olan tarafını, görünenin ardındaki görünmeyeni okuyucuya görsel, duyusal bir şölen gibi anlatan yazarlarımızdan biridir. Bir başka ifadeyle görünenin yanında günlük hayatın koşuşturmaları arasında ıskalanan, esasında hayatın estetik yönünün saklı olduğu başka boyutlara götürür.



Burckhardt’ın Haki̇kat Yolculuğu

Geçtiğimiz yüzyılda, entelektüel ve manevî nüfuzları coğrafî sınırların ötesine geçen çok sayıda münevver ve mütefekkirle şenlendi gönül dünyamız. Asıl derdimiz, bu şahsiyetlerin Batılı ya da Doğulu olması değil ulaşıp şerh etmeye çalıştıkları hakikatten ne oranda pay aldığımız. Entelektüel bir yolculuğa çıkmak için sanat ve içerdiği hakikat oldukça kıymetli bir “yol azığı” hiç şüphesiz.



Baştan sona doğru okumak mı; çok sıkıcı!

Zamanla pek bir korkutuculuğu kalmıyor, hatta sıkıcı hale bile gelebiliyorlar ama, benim lunaparklarda en sevdiğim kısım, korku tünelleri.



İnsanlığın kendi elleriyle yarattığı “evlatları”

Hayat tuhaf tesadüflerle dolu… Son günlerde yapay insan meselesine takmış bir halde, Despina Kakoudaki’nin Robot Anatomisi kitabının Frankestein’ı ele aldığı bölümünü okurken, karşıma iki üretken akademisyenin kitabı çıkıverdi: Babam Sağ Olsun: Frankenstein 200 Yaşında.



Gözleri sonuna kadar açık

Bir arkadaşımın arkadaşının anlattığı hikayede, kırklarına doğru bir sanat akademisinde çalışmaya başlayan, ilerleyen aylarda da öğrencilerin resim bilgisiyle kendi eksiklerini karşılaştıran bir memur yaşıyormuş. Bu görevli zamanla, işi hızlandırmak için ünlü tabloların kötü kâğıda basılı görüntülerini toplayan, topladıkça haletiruhiyesini dağıtan bir karaktere dönüşüyor.



Argonun Ölümü

Argo deyince aklımıza bir dizi kaba, galiz söz yığını geliyor. Her kötü söz otomatikman üzerinde argo yazan bir çuvala istifleniyor. Argoyu anlamak bu kadar kolay olsaydı bu sayfada yer vermeye, hakkında bir şeyler söylemeye değecek bir kavram olarak değerlendirmeye gerek olmazdı.

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.