Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar



Twitter sizin için ne ifade ediyor

Sanal alemin 'kralı'nı, her an her şeyin konuşulduğu bir mecrayı, Twitter’ı gerçek hayatta, sokakta soruşturduk. Oyuncusundan, futbolcusuna sokaktaki adamdan bürokratına hemen herkes Twitter aracılığıyla ışık hızında birbirleriyle iletişim kurabiliyorlar.

 



Bir Agatha Christie muammasının içinde...

Beş kişilik bir ekip olarak eski tip bir asansördeyiz, tam olarak neyle karşılaşacağımızı bilmeden yukarı çıkıyoruz. Sessizce dördüncü kata ulaşan asansörün kapıları açıldığında bir otel koridorunda buluyoruz kendimizi; sıradan bir otel koridoru gibi görünüyor ama değil… Biliyoruz. Nitekim, tuhaflıklar hemen baş gösteriyor.



!F İstanbul'da edebiyat uyarlamaları

Bundan tam 11 yıl önce, İstanbullu sinemaseverlere bir alternatif oluşturmak, izleyiciyle merak edilen filmleri, vizyon sırası ya da İKSV'nin film festivalini beklemeden kavuşturmak amacıyla, dünya çapında bağımsız festivallerden topladığı ilgi çekici filmlerden oluşan bir programla başlamıştı yolculuğuna, !F İstanbul.

 

 

 



Amerikan rüyasının hüzünlü kahramanları arasında

Sevgili Sabit Fikir okurları, bu ay kitapların alternatif dünyasında çıktığım yolculuk her zamankinden de daha ilginçti. Artık bu konuya iyice hassaslaştığımdan mıdır nedir, sanki hepsi sözleşip özellikle bir araya gelmiş, aralarındaki fısıldaşmayı da bir tek ben duyayım istemişler gibi geldi bana.

 

 



“Hayat gerçekten de eşsiz”: Halil Cibran’ın aşk mektupları

Edebiyat ve felsefe deyince akla ilk olarak dilin kıvraklığı ile düşüncenin keskinliği bir araya gelse de, arka planda sıklıkla aşk hikayesi görürüz. Ustaca ve birikimle yazılan mektuplar oluşturur bu hikayeyi. Lübnan asıllı ressam, şair ve filozof Halil Cibran da aşk mektuplarıyla bilinen isimlerden.



Neruda'nın Nobel konuşması: "Şiir, kan ve karanlıkla yazılır"

İsveçli kimyacı Alfred Nobel anısına 10 Aralık 1901'den beri ödül dağıtan İsveç Akademisi, Leo Tolstoy, James Joyce, Virginia Woolf, Mark Twain, Joseph Conrad, Anton Chekhov, Marcel Proust, Henry James, Henrik Ibsen, Emile Zola, Robert Frost, W.H. Auden, F. Scott Fitzgerald, Jorge Luis Borges ve Vladimir Nabokov'u atladığı için eleştirildi.



Gölgede Kalanlar // Simenon'un Türkçedeki makus talihi

Eserleri elliden fazla dile çevrilmiş, 500 milyonun üzerinde satmış, romanlarının pek çoğu beyazperdeye de aktarılmış, bazılarını bir gün içinde dahi tamamlayabildiği söylenen bir yazar Georges Simenon.



Bir asker eski palto giyemez mi?

Adapazarı’nda doğan Sait Faik, tüccar bir babanın oğlu olmanın en ağır yükünü omuzlamış ve baskılara dayanamayarak “işe yaramayan” Türkçe eğitimini bırakarak İsviçre’ye ekonomi okumaya gitmek zorunda kalmıştı. En zor zamanlarını bu sıkıcı Alp ülkesinde geçirmişti. Daha fazla kalamayacağını anladığında, Fransa’nın Grenoble kentine geçti.



Filmekimi'nde edebiyat da var!

Memleketin kuşkusuz en önemli sinema festivallerinden biri olan Filmekimi, 28 Eylül- 6 Ekim tarihlerinde 12. kez seyirciyle buluşacak. Yaklaşık 40 filmi sinemaseverlerle buluşturacak festivalde bu yıl edebiyata da yer var!

 

 

 

La Vie d'Adèle (Adele’in Yaşamı)


 



Nabokov'dan Hitchcock'a mektup var!

Sinemayla da edebiyat kadar ilgilenen yazar Vladimir Nabokov, 19 Kasım 1964'te yönetmen Alfred Hitchcock'tan bir mektup almıştı. Hitchcock'un bu mektupta ne yazdığını bilemesek de, Nabokov'un 28 Kasım'a tarihli cevabından ne yazık ki yarım kalan, ortak bir projenin ilk adımlarını attığı anlaşılıyor.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.