Eleştiri Arşivi
Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
“Kabullendiğimiz ‘kavramlar kalabalığı’ duyduğumuz, gördüğümüz ya da dokunduğumuz tüm önermelerden çıkıp bizim gerçeklerimizi oluşturuyordu. Gerçekleşenler isteklerimiz ya da düşlerimiz değil, kabullendiğimiz önermelerdi.
Kimse bize ölümün bir yasa değil, bir alışkanlık, bir gelenek olduğundan bahsetmedi.”
//php print_r ($fields); ?>
Geçtiğimiz ay patlayan halk ayaklanması sayesinde Mısır ve başkenti Kahire’nin adını sıklıkla işitmiştik. Televizyon kanalları ve gazetelerde gerek Mısır, gerekse isyanın akıbeti hakkında çok sayıda siyasi yorum da yapıldı. Ancak bütün bu yorumlardan çıkan sonuç, hemen her konuda fikir üreten onca yorumcu arasında Mısır hakkında bilgi sahibi olanların azlığıydı. Aslında yokluğu da denilebilir.
//php print_r ($fields); ?>
Derinlemesine bir analiz yapıyor Bir Maskenin İtirafları. Ölüm, yaşam, cinsel kimlik, modern yaşamla, zamanla hesaplaşma etrafında dönüyor. Biraz daha sadeleştirirsek, yaşamın kendisiyle insan gerçeğini karşı karşıya getiriyor.
//php print_r ($fields); ?>
“Velhasıl, diyeceğim o ki Tanrı’nın oğlunun ete kemiğe bürünmesindeki bereketin üstünden bin üç yüz kırk sekiz sene geçtikten sonra, İtalya’nın diğer tüm güzelliklerini gölgesinde bırakan muhteşem Floransa’ya ölümcül veba çıkageldi.”
//php print_r ($fields); ?>
Hermann Broch'un Vergilius'un Ölümü’nün çevirisi hiç kuşkusuz 2012 yılının en önemli edebiyat olaylarından birisidir.
//php print_r ($fields); ?>
2010’un sonunda başlayıp 2011’de şiddetlenen, kimilerince “Arap Baharı” ya da “Devrim Rüzgârı” diye adlandırılan; Tunus’tan Libya’ya, Mısır’dan Yemen ve Suriye’ye uzanan hareketliliğin heyecan yarattığı doğru. Sanal dünyada örgütlenip meydanlara taşan kalabalıkların ilgi çektiği de açık. Tamam ama bunları hemen “devrim” diye nitelemek de ne ola?
//php print_r ($fields); ?>
Şebnem İşigüzel son yıllarda edebiyatımızda adından söz ettiren bir isim. Romanları başka dillere de çevriliyor. Özellikle Almanya'da çok sattığı belirtiliyor.
//php print_r ($fields); ?>
Birkaç yazarı, hatta kendini yazdıklarımdan farklı gören herkesi tenzih ederek söyleyebilirim ki, benim de içinde yer aldığım kuşak çeviri edebiyatla yetişti, Türkçe edebiyatı ancak bazılarımız okudu, bazılarımız ise bu kitapları eline bile almak istemedi.
//php print_r ($fields); ?>
Kır havası almak için kentten kaçtığım zaman, adeta başka bir insana dönüşüyorum. Hepimiz için öyle değil midir? Gün bitmek bilmez; günlerin ne kadar uzun olduğuna şaşarak uzayıp giden zamanın tadını çıkarırız. Doğanın dilini keşfetmeye başlarız. Gerçekten, insan ne de olsa doğanın bir ürünüdür ve oraya döndüğü zaman çok sürmez, o eski dilin uğultusunu yeniden duymaya başlar içinde.
//php print_r ($fields); ?>
"Avcının iyisi uçarı vurur. İyi öykücü akıp giden zamanın ritmine, onu durdurmadan kalemini uydurandır. –Onat Kutlar"
50 kuşağı yazarlarından olan Onat Kutlar, iyi bir edebiyatçı, önemli bir düşünce insanıydı. Onu 1995 yılında kaybettik. Ardında, yazarı yitirdiğimiz anın üzüntü veren görüntüleri ve değerli yapıtları kaldı.