Dosya Arşivi
Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
//php print_r ($fields); ?>
Sinema ve edebiyatın yakın ilişkisi tartışılmaz. 1800’lerin sonlarında Lumiere Kardeşler’in treni gara girip de insanlar korkuyla kaçıştığından beri, başka bir deyişle sinema hayatımıza girdiğinden beri sinemanın edebiyatla flörtü devam ediyor.
//php print_r ($fields); ?>
AKORDEONCUNUN OĞLU Bernardo Atxaga
Alef Yayınevi, Çeviren: Saliha Nilüfer (13 cm x 19,5 cm)
//php print_r ($fields); ?>
Yıl 2002, İstanbul’da serin bir ilkyaz sabahı Tahsin Yücel’le tanışmaya gidiyorum. Heyecanlıyım çünkü yazarın yeni kitabı Yalan, beni derinden etkilemiş. Türkçenin ve yazarın önemli eserlerinden biri olacağını, hep anılacağını hissediyorum için için. Diğer yandan da bir dil ustasıyla, çeviriye ve dile kendi yorumunu getirmiş bir edebiyatçıyla tanışmak elimi ayağımı kesiyor haliyle...
//php print_r ($fields); ?>
Devasa ve kompleks yapıtlara karşı hastalıklı bir hayranlığım var sanırım. Mutlaka okuyup anlarım diye değil; içine tıpkı bir rüya ya da kabus gibi girip, görebildiğim kadarında dolandıktan sonra bulunduğum yerde kitabı kapattığımda öyle ya da böyle değişmiş olduğumu hissettiğimden...
//php print_r ($fields); ?>
Son dönemde müzisyen biyografileri sayısında bir artış var ya da bana öyle geliyor. Türkçeye çevrilenler arasında ise en tazesi, Christopher Andersen’ın Vahşi Yaşamın Ortasında Bir Çılgın Dâhi: Mick Jagger’ı. Alan Light’ın Nina Simone biyografisi What Happened, Miss Simone? ise henüz Türkçede yok ama umarız en kısa zamanda olur.
//php print_r ($fields); ?>
2000 yılında Orhan Pamuk’un Kara Kitap’ının 10. Yıl Özel Baskısı’nı elime aldığımda çokça heyecanlandığımı hatırlıyorum. “Mecburen” beyaz renk ağırlıklı kapakla çıkmış ilk baskısına sahiptim ama şimdi, kapkara sert kapaklı haliyle, dokusu daha çok hissedilen kağıdıyla ve üstelik Orhan Pamuk’un önsözü, çizimleri ve elyazısı örnekleriyle birlikte yeniden okuma bahanem olmuştu.
//php print_r ($fields); ?>
İsveçli kimyacı Alfred Nobel anısına 10 Aralık 1901'den beri ödül dağıtan İsveç Akademisi, Leo Tolstoy, James Joyce, Virginia Woolf, Mark Twain, Joseph Conrad, Anton Chekhov, Marcel Proust, Henry James, Henrik Ibsen, Emile Zola, Robert Frost, W.H. Auden, F. Scott Fitzgerald, Jorge Luis Borges ve Vladimir Nabokov'u atladığı için eleştirildi.
//php print_r ($fields); ?>
Keşfet'in bu ayki konuğu oyuncu Devin Özgür Çınar.
Sizlere keşfetmeniz için Figen Şakacı'nın Everest Yayınları tarafından yayımlanan Bitirgen isimli kitabını öneriyor, hem de kendi el yazısıyla!
Bu kitapta altını çizdiği cümle ise şöyle: "Bence annem bir katil, hem de azılı bir katil. Bugün beni sıkıştırıp kulakmememe yorgan iğnesi soktu."
//php print_r ($fields); ?>
Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. Öyleyse soruyoruz: Siz Jules Verne'i niçin okuyorsunuz?