Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar



Yoknapatawpha Diye Bir Yer

Güneyin, ufku bulanıklaştıran bitmek bilmez sıcak öğlelerinde, dev meşe ağaçlarının gölgelediği Yunan Uyanışı stili evinde yazı masasına kurulmuş, mısır koçanı piposunu çok sevdiği Dunhill My Mixture 965 tütünle doldurmuş, daktilosunun tuşlarına basan bir adam vardı; William Faulkner.



Editörden // Genç yetişkin edebiyatında bir kıpırdanma

Dan Brown’un Da Vinci Şifresi romanı, malum, dünya üzerindeki neredeyse her dile çevrildi.  Zamanında, yüksek bütçeli ve “yüksek” bir yıldızın başrolde olduğu bir Hollywood filmine de dönüşerek çok çok daha geniş kitlelerin ilgisine erişmişti. Bu tahmin edilemez boyuttaki ilgi, bazı girişimcileri harekete geçirmekte gecikmedi tabii.



Dünyadan // Sonbahar müjdeleri: Yıllar sonra yeniden Harry Potter ve Arundhati Roy

Sonbaharda okurlar için heyecanlı günler başlar: Yeni sezonun kitapları sökün etmektedir kitabevi vitrinlerine, fuarlara büyük bir hararetle kitaplar yetiştirilir, dünya çapında ödüller dağıtılır (kimi zaman Bob Dylan gibi tartışma yaratan isimlere mesela Nobel Edebiyat Ödülü verilebilir), okurun ufkuna yeni kitaplar ve yazarlar girer.



Editörden: Desenli bir İskandinavya

Sosyal devlet hayalinin yarattığı ulus kimlikleri, son yirmi yıldır gerçekleşen göçmen akımları sonrası yeniden yapılanıyor. Bu dar tanımlı kimliklerin genleşmesi sürecinde ise, toplumsal katmanların tepkimelerle ayrıştığına şahit oluyoruz. Rafine kültürleri, şimdi biraz desenleniyor gibi.



Yeats'in Nobel konuşması: "Bir hayali gerçekleştirdim"

İsveçli kimyacı Alfred Nobel anısına 10 Aralık 1901'den beri ödül dağıtan İsveç Akademisi, Leo Tolstoy, James Joyce, Virginia Woolf, Mark Twain, Joseph Conrad, Anton Chekhov, Marcel Proust, Henry James, Henrik Ibsen, Emile Zola, Robert Frost, W.H. Auden, F. Scott Fitzgerald, Jorge Luis Borges ve Vladimir Nabokov'u atladığı için eleştirildi.



Editörden // Edebiyat ile hukukun kesiştiği noktalar

Edebiyat ile hukukun kesiştiği noktaya, daha doğrusu olası noktalara doğru ilerlediğimizde, karşımıza ilk çıkacak yapıtların Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sı ile Kafka’nın Dava’sı olacağına kesin gözüyle bakabiliriz.



Bruno Schulz'un Tarçın Dükkanları

Bir öykü kitaplığında bulunması gereken önemli kitaplardan biri de Bruno Schulz’un (1892-1942) Tarçın Dükkânları’dır. Ressam ve öykücü olan Bruno Schulz’un öyküleri iki disiplinin nasıl bir birliktelikle metne yansıtılacağının en iyi örneklerinden biridir. Her satırı bir ressam elinden çıkma olduğunu hissettiren öyküler, öykü türünün de başyapıtlarındandır.



Mükemmel mutluluk tanımı: "Okumak"

Bir dönem fazlasıyla popüler olan anket defterlerinin tarihi hayli gerilere dayanıyor aslında. Ünlü Fransız yazar Marcel Proust henüz 13 yaşındayken de bir hayli popülermiş bu defterler. Öyle ki 13 yaşındaki Proust böyle bir defter satın alıp içindeki İngilizce soruları yanıtladıktan sonra arkadaşı Antoinette Faure’a doğum günü hediyesi olarak vermişti.



Virginia Woolf’un unutulmaz güneş tutulması tasviri

Tam güneş tutulmasına şahit olmak bir kişinin ömründe sayılı kez gerçekleşebilecek bir durum.



Keşfet: Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı

Keşfet'in bu ayki konuğu Bahadır Baruter.

 

Sizlere keşfetmeniz için John Berger’in Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı isimli kitabını öneriyor, hem de kendi el yazısıyla!

 

Bu kitaptan altını çizdiği cümle ise şöyle: “Daha önce kimse boyayla küfretmemişti.”

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.