Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Javier Marías’ın Yarın Savaşta Beni Düşün romanı şu cümleyle açılıyor: “Hiç kimse bir gün kollarında yüzünü bir daha asla göremeyeceği fakat adını hiç unutmayacağı bir kadının cesedini tutacağını aklından geçirmez.” Yeni tanıştığı evli kadınla akşam yemeği için buluşan Victor, hikayesine yaptığı bu başlangıçla daha ilk cümleden merakımızı uyandırmayı başarıyor.

//php print_r ($fields); ?>
X-Files ve Californication dizilerinden tanıdığımız David Duchovny, başrollerinde bir inek, bir domuz ve bir hindinin bulunduğu bir kitap yazdı.

//php print_r ($fields); ?>
Çok yıllar önceydi; televizyonda filmini izlemiştim. Billy Wilder’ın yönettiği 1944 yapımı filmde “femme fatale” rolüyle Barbara Stanwyck’in ve başrolde oynamamasına rağmen Edward G. Robinson’ın performansları muhteşemdi. Hikayesi çarpıcı olmakla birlikte çok da şaşırtıcı değildi benim için.

//php print_r ($fields); ?>
“Satıcı” arketipi, yirminci yüzyıl Amerikan edebiyatında erkekliğin, orta yaşın, orta sınıf kapitalizminin, Amerikan rüyasının hüznünü ve vasatlığını sırtında taşır. Arthur Miller’ın oyunu Satıcının Ölümü’ndeki Willy Loman, John Updike’ın tavşan romanlarındaki Harry Angstrom ve Sinclair Lewis’in Babbit’i unutulmuz portrelerdir.

//php print_r ($fields); ?>
Bir kitaplık düşünün, şimdilik yalnızca bir rafını görebildiğiniz. Bu raf alfabetik olarak ya da içeriğine göre sınıflandırılmış kitaplardan oluşmasın. Örneğin orada ne 19. yüzyıl Fransız şiirinin tüm ağır toplarını, ne Cézanne tabloları üzerine yazılmış deneme kitaplarını ne de Bilge Karasu’nun külliyatını bulabilelim.

//php print_r ($fields); ?>
Neden yolculuğa çıkılır: İş veya firar amaçlı değilse, “yeni yerler görmek, yeni insanlarla tanışmak,” diye özetlenir bu durum genellikle; yeni yerlerin önünde durup bakmak, yeni insanların risklerine, tehlikelerine açık olmak heyecan verir yolcuya.

//php print_r ($fields); ?>
Dünyanın daha çok, pek çok gezgin şövalyeye ihtiyacı var. Çünkü daha güzel bir dünyanın mümkün olduğuna inanan şövalyemiz Don Quijote, o saadetli hayal uğruna çarpışıyordu. Sonra şövalyelik unutuldu, Don Quijote’nin bir parodi olduğuna inananlar çoğaldı. Yaşlı dünyamızın başına da pek iyi şeyler gelmedi.

//php print_r ($fields); ?>
İnsan zihnini bir imgeler kataloğu olarak düşünürsek, bu kataloğun en uzun maddelerinden birini denize vermek gerekirdi. İmgelerin cilveli yanlarından biri de, bağlamlara bağlı oluşlarıdır.

//php print_r ($fields); ?>
Çok yakın bir zamanda görev süresi dolan Cumhurbaşkanı José Alberto Mujica, Uruguay’a yerleşmek için gösterilen bilmem kaç nedenin en tepesinde. Ama ben onunla birlikte, yazıp söyledikleri nedeniyle Eduardo Galeano’yu da sayıyorum.

//php print_r ($fields); ?>
Kitaplarla belli bir zamandır iyi kötü haşır neşir olduktan sonra farklı ve şaşırtıcı şeyler aramaya başlıyorsunuz. Aslında bu garipsenecek bir durum değil. Çünkü bir şekilde ve belki istemsizce gelişiyor.
