Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Video oyunları asla sadece sıradan vakit geçirme nesneleri değiller. Soyut düşünme ve analitik seçenekler üretme becerisini geliştirme hususunda çok iyiler. En basitinden, Age of Empires benzeri strateji oyunlarında da –gerçekten görmek isterseniz– eşsiz bir kamu maliyesinin ve makro iktisadın saklı olduğunu fark edersiniz.

//php print_r ($fields); ?>
Okuyucunun, ihtişamlı eserleriyle iz bırakan yazarların, başka yazarların da katkısıyla hepten "ihtişamlı" kılınan hayatlarını roman kurgusuyla okumaya bayıldığı bir gerçek. Özellikle de baş tacı edilen yazarların aşk hayatları söz konusuysa bu konuda kendine özgü bir edebi janrın kemikleşmiş olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor.

//php print_r ($fields); ?>
Romanın hızla ve giderek kişiselleştirilmiş bir görünüme kavuştuğu bir dönemden geçiyoruz. Kurgu her ne kadar hikayelerin merkezinde yer alsa da, son yıllarda roman alanında yaratılan karakterlerin gerçek olma ihtimalinin yarattığı kışkırtıcılığın payını yok saymak mümkün değil.

//php print_r ($fields); ?>
Temas ettiğimiz herkesin ve her şeyin birbirleriyle rastlantısal ilişkiler kurup bu kaotik rastlantısallık içinde aslında tek bir şey değil de, birçok şey ve hiçbir şey olduğu bir dünyada yaşamamıza rağmen, bu çokbilinmeyenli denklemi kabullenmek yerine, onu açıklamaya meyilliyiz.

//php print_r ($fields); ?>
Çağımız insanının zihnine, her şeyden ve herkesten kaçıp doğanın kucağına sığınmak yerleşmiş bir kere. Artan şehirleşme ve beraberinde gelen modern sorunlar, insanlarda, yaşadığı yerlerden kaçıp gitme isteği uyandırıyor ister istemez. Mutlu değiliz yaşadığımız yerlerden, sevmiyoruz her gün gördüğümüz insanları. Ve tüm bu tıkanıklıktan bize geriye kalan tek şey ise, stres…

//php print_r ($fields); ?>
Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu her yıl kaç bandrol temin ettiklerini açıklıyor; yani basılan kitap sayısını… Gazetecilerin oldukça hoşuna giden bu bilgi her defasında haberleştirildiğinden, mutlaka denk gelmişsinizdir. Örneğin ilgili basın bülteni 2016’da Türkiye’de 404 milyondan, 2015’te 383 milyondan fazla kitabın yayımlandığını duyurmuştu.

//php print_r ($fields); ?>
Ah Özgürlük, ah Özgürlük,
Ah Özgürlük, üzerimde benim!
Köle olmadan önce ben
Mezarıma gömüleceğim,
Ve eve Rabbim’e dönüp özgür olacağım!

//php print_r ($fields); ?>
Düşünsenize, kocaman bir ülkedesiniz ve bu ülkenin topraklarında minik bir ülkecik daha bulunuyor. Ve bu ikincisi o kadar ama o kadar küçük bir ülke ki, sınırları içine yalnızca tek bir kişi sığabiliyor! Üstelik bu ülkenin nüfusu sizin “güzelim” ülkenizin sınırlarına giriyor. Ah işte insanın içini sızlatan Phil’in hikayesi burada başlıyor.

//php print_r ($fields); ?>
20. yüzyılın en önemli toplumsal hareketlerinden sayılan ve hiç umulmadık sonuçlara yol açan İran Devrimi, 1979’dan itibaren sanatçıları, yazarları ve entelektüelleri öğüten bir mekanizma halini almıştı. Büyük suskunluk, baskı ve sansür İran’a dalga dalga yayılırken bunu kabullenmeyenler ülke dışına çıktı, cezaevine konuldu veya sürgüne gönderildi.

//php print_r ($fields); ?>
Yakın tarihli kitaplarda, dili, ritim oluşturacak şekilde kullanmak ve yaşanmış bir hikayeyi kurguyla birleştirerek korkutucu bir atmosfer yaratmak popüler hale geldi. Türk yazarlarda bu durum, biçimci gelenekle ya da yapıbozum teknikleriyle kol kola ilerlerken, çeviri edebiyatta bu tekniklerin kullanımı biraz çiğ kalıyor gibi görünüyor.
