Eleştiri Arşivi
Eleştiri
//php print_r ($fields); ?>
Tarih, coğrafya, biyoloji, antropoloji, astronomi, matematik ve daha fazlasının, -bir de tabii ki, Türkiye’nin son iki haftasına damga vuran 10 yaşındaki kristal çocuğumuz Atakan’ın deyimiyle tüm bilimlerin babası olan felsefeyi unutmayalımbir araya gelip, gidişattan her dem muzdarip kehanetlerle kâinatı yorumlamadıkları bir gün bile olmamıştır muhtemelen.
//php print_r ($fields); ?>
Geçtiğimiz yüzyılda, entelektüel ve manevî nüfuzları coğrafî sınırların ötesine geçen çok sayıda münevver ve mütefekkirle şenlendi gönül dünyamız. Asıl derdimiz, bu şahsiyetlerin Batılı ya da Doğulu olması değil ulaşıp şerh etmeye çalıştıkları hakikatten ne oranda pay aldığımız. Entelektüel bir yolculuğa çıkmak için sanat ve içerdiği hakikat oldukça kıymetli bir “yol azığı” hiç şüphesiz.
//php print_r ($fields); ?>
Geride bıraktığımız birkaç ay Orta Dünya gezginleri için iniş çıkışlarla doluydu. Beren ile Lûthien’in 2019 yazı biterken Türk okura sunulmasıyla birlikte son yıllarda zihnimizden -bir parçacık- uzaklaşmış olan Tolkien Efsanesi, yeniden gündemimizin merkezine oturmuştu. Hikâyenin geri kalanını ise hepimiz biliyoruz.
//php print_r ($fields); ?>
*Kovacs’tan My Love eşlik edebilir bu yazıya
//php print_r ($fields); ?>
Öncelikle başlıktaki ayrık otu kelimeyle başlayalım: vinyet; bir metinde yer alan fikrin veya ilişkili olduğu anlatıdaki kilit noktaların gene o metnin/anlatının yayınlandığı mecra içerisinde görsel olarak ifade edilmesini sağlayan görsel araca verilen addır. Bu adın kapsamı, metin arası basit grafikler veya figürleşmiş harflerden tam sayfa illüstrasyonlara kadar uzanır.
//php print_r ($fields); ?>
“Gerçekle sahtenin karışımı
sahteyi verir.”
//php print_r ($fields); ?>
İtalyan edebiyatına -bu bir başlangıç sayılırsa- Dante’nin kapısından girdim. Roma-Sicilya hattında bir müddet dolaştıktan sonra istikametimi bulmuş olsam da garip bir şekilde okuma rotam beni Buzzati’ye Calvino’dan daha önce ulaştırmıştı. Bunu bir kayıp olarak saymadan yolculuğuma devam ettim.
//php print_r ($fields); ?>
Düşünce dünyamızın 1700’lerden itibaren kısırlaştığı ve köklerinden koptuğu biliniyor.
//php print_r ($fields); ?>
The Irishman vizyona girmeden hemen önce Martin Scorsese New York Times için bir yazı kaleme alır. Büyük yönetmen yazısına, Empire muhabirinin Marvel filmleri ile ilgili sorusuna verdiği cevabı hatırlatarak başlar: “Ekim başlarında İngiltere’deyken, Empire dergisiyle bir söyleşi yaptık. Marvel filmleriyle ilgili bir soru soruldu. Ben de cevapladım.
//php print_r ($fields); ?>
Bir metni nasıl anlamalıyız? Metinde geçen kelimelerin tek tek anlamlarını bir araya getirerek bir metni anlayabilir miyiz? Keşke bir metni anlamak bu kadar basit olsaydı değil mi? Niçin ihtiyaç duyuyor insanlar ironiye? Yani bir yazar ne söylemek istiyorsa onu ifade etmiyor da niçin Eski Yunanca’da “kandırmak” anlamına gelen bir fiilden türetilen “eironeia”dan kaynaklanan ironiye başvuruyor?