Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Arşivi

// En çok okunanlar



Yunus diye görünenler…

Yunus Emre kimdir? Ya da şöyle sorayım, bizim Yunus’u bilmeyen var mıdır? Hepimiz biliriz onu, en mühimi de severiz, hem de çok severiz... Niyesi belli, çünkü Yunus’uzdur hepimiz. Kendini Anadolu’da yeniden yaratmış Türk insanının bizzat özüdür o. 13. yüzyıl Anadolusu’nda yaşamış bu derviş, bu şair, bulduklarıyla değil aradıklarıyla, büyük arayışıyla ve çilesiyle temsil eder bizi.



Edebiyatla psikolojinin karşılaşması Salome'nin Hayatı gibidir

Edebiyat en basit tanımıyla malzemesi insan olan bir sanattır. Çünkü insanı anlatmada aracısızdır edebiyat. Tarihin insanı anlattığı söylense de, bu bana hep kocaman bir yalan gibi gelmiştir. Öyle ya, insanı tarih değil, edebiyat anlatır. Tarih ise insanı anlatmada yine edebiyattan faydalanır. İnsanın kendini bulması için önce araması gerekir sanırım.



Yeni bir dinin önlenemez yükselişi!

Darwin’i unut, aklı boşver, bırak zihnini o aydınlatsın: Uçan Spagetti Canavarı. O evrenin babası. Makarnasal uzuvlarıyla her şeye dokunan, her şeyi hisseden, köfteleriyle bizi ve evrendeki her şeyi gören… Aşağı yukarı böyle bir şarkısı var Uçan Spagetti Canavarı dinine inananların.



Nedir bu normal?!

“Gönül dağı yağmur yağmur boran olunca
Akar can özüme sel gizli gizli
Bir tenhada cân cânanı bulunca
Yaralar sinemi yar oy yar oy
Dil gizli gizli, dil gizli gizli

Dost elinden gel olmazsa varılmaz
Rızasız bahçenin gülü derilmez
Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez
Gönülden gönüle gider yar oy yar oy
Yol gizli gizli, yol gizli gizli.”



Kitap... Yasak...

Çok yakın bir arkadaşım dün keyifli bir öğlen kahvesini karşılıklı höpürdettiğimiz sırada Hanefi Avcı’nın “Haliç’te Yaşayan Simonlar”ın



Dans Et Şampiyon

Çoktandır

Öylesine uzak ki bize

Afrika.

Hatıraları bile yaşamıyor artık

Tarih kitaplarının resmettiklerinden

Ve kanımıza karışan

Kanımızdan taşan şarkılardan başka

Şarkılar

Zenci diline yabancı

Ve hüzünlü kelimelerle söylenmiş.

Çoktandır

Öylesine uzak ki bize

Afrika.

 



Orient Ekspres İçin Nereden Bilet Alabiliriz?

Doğu Batı sorunu yalnızca bizim edebiyatımıza özgü bir sorunlar yumağı değildir aslında, Rus edebiyatında da benzer bir tartışma söz konusudur. Bütün bir 19. yüzyıl romanı daha sonra şiddetlenecek bu tartışmanın ilk alevinin yakıldığı metinlerle doludur.



Kaybedenler Kulübü neyi kaybetmişti?

Sevdiğim filmleri birden fazla izlemeyi severim, tıpkı sevdiğim kitapları birden fazla okumayı sevdiğim gibi… Tipik bir sabitfikirlilik hali, yani her şey yolunda… Kaybedenler Kulübü’nü de birden fazla izledim işte bu sabit duruş içerisinde.



Şairin dalgınlığa gelmek isteyeni

Didem Madak… Beyaz, çilli, kadın, şair… O annesinin ölüsünü şiirle yıkamak istemiş ya, ben de onu varlığını yokluğunu ölüsünü dirisini şiirle yıkamak istiyorum kaç gündür, yüksek sesle okuyorum, çamın dibinde mercanköşke ve limon ağacına doğru giden sesin yankısından medet umuyorum

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.