Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Şahane Bir Kitap Arşivi

Şahane Bir Kitap // En çok okunanlar



Çoktan seçmeli başyapıt sınavı!

Başyapıt Budur! Adı böyle olunca ister istemez başyapıt nedir ki diyerek çevirmeye başlıyorum kitabın sayfalarını. Evet, nedir başyapıt? Kuşkusuz iddialı bir soru bu.



İçimdeki büyücü, dünyada büyü var, diyor

Büyü nedir? Siz de herkes gibi onun kötücül, yanlış bir güç elde etme yolundan başka bir şey olmadığını mı düşünüyorsunuz? Evrene egemen olmak isteyen insanın boş çabası olduğuna dair genel bir kabulleniş içinde misiniz? Ya da olsa olsa karanlık çağların içinde kaybolmuş, olgunlaşamamış bir bilim… Gerçekten öyle mi peki?



Bu polisiye niye şahane?

“İçinde polisin olduğu bir roman türünü niye bu kadar çok seviyorum ki,” diye düşündüm kendi kendime. Henüz Katilin Şahidi’nin sayfalarını çevirmeye başlamamıştım.



Hapishane

"Hapishane dışında, kimse bütün günlerini aynı yerde ve aynı insanlarla geçirmek "zorunda" değildir."

Son 1 yıldır gazete sayfalarına zaman zaman (ve giderek artan sıklıkta) yansıyan haberlerden (kuruyan göller, akarsular; tahrip edilen kültür varlıkları ve hastane ölümleri ile birlikte) birisi de şu: "Cezaevleri doldu taşıyor", veya "Tutuklu ve hükümlü sayısı 12 Eylülü geçti."



Kendi hayatının dedektifi Kati

Türk polisiye edebiyatının yüz akı, biricik kadın dedektifimiz Kati Hirşel, yeni macerasıyla huzurlarımızda: Tango İstanbul.



Bellek, yitimin ta kendisidir

Polisiye edebiyatın günümüzdeki en önemli isimlerinden biri Jean-Christophe Grangé. Hatta Kurtlar İmparatorluğu'ndan sonra tam bir fenomen. Peki neden?



İstanbul’da meyhane mi kalmadı!

Reşat Ekrem Koçu, 1947 tarihli “İstanbul Meyhaneleri ve Meyhane Köçekleri” adlı kitabına “İstanbul’da meyhane kalmadı” diye başlar!



İnsanlar mı, yoksa vampirler mi daha çok kan emer?!

Vurdalak, yani Rusçada vampir... Kahramanımız yüzbaşı Aleksey, bu sözcüğü her yanını korku sarmış tiksinti dolu bir şaşkınlıkla ilk fısıldadığında romanın ortalarına doğru bir yerlerde tuhaflıklarla dolu olsa da herhangi bir savaş romanı okuduğumuza neredeyse emin olmuş durumdayızdır.



“Gülbeşekeri sevdin mi?!”

Romanın sonlarına gelmiş, artık çözüm bölümüne yaklaşmışızdır; Feride Anadolu’dan nihayet geri dönmüş ve Kamuran’a öğretmenlik yaptığı şehirlerden birinde öğrendiği gülbeşeker adlı bir tatlı sunmaktadır köşkün bahçesinde… “Gülbeşekeri sevdin mi?” diye sorar Feride Kamuran’a ve ısrarla tekrar tekrar sevdim



Sadece bağlantı kur, ama kimle?

Sadece bağlantı kur! Bu, 20. yüzyıl İngiliz edebiyatının en önemli isimlerinden E.M.Forster’ın başyapıtı Howards End’in epigrafı.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.