Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Şahane Bir Kitap Arşivi

En çok okunanlar  

Şahane Bir Kitap


Edebiyatın ışığı üzerimizde olsun!

Hayat dediğimiz bir karanlık yolculuk, bizi belki de ışığa götüren. Belki diyorum çünkü, karanlıklar içinde yolunuzu bulduran bir ışık mutlaka olmalı da ondan. İster yolun sonunda, ister yol boyunca, fark etmez. Karanlık da, ışık da bakidir ne de olsa...


Avrupa’nın bin yıllık bilinçaltında, yersiz-yurtsuzluğun romanı

Yılın son şahane kitabı, 20.


Tembel bir yılbaşı daveti için, tembel bir yemek kitabı…

Yemek yapmayı bir sanat haline getirenler, kültürel araştırmaların odak noktası yapanlar, anneannelerimizin mutfağını hatırlayıp yeniden baş tacı edenler, beslenme biçiminden yeni bir yaşam biçimi çıkaranlar ve daha nicesi. Bugüne kadar bütün bu tercihlere göre yazılan kitaplara rastladık ve keyifle de okuduk hepsini.


Edebiyatın büyülü döl yatağından, kadınsı bir anti-kahramanlık destanı

“Lavinia”, erkeğin dilinde hapsolmuş, kahramanlar çağının kahraman olamamış kahramanı, sessiz, dilsiz, soluk bir görüntü. Bir kadın, bir kraliçe; kadim Roma İmparatorluğunun temelini atacak kralların dölyatağı... Lavinia gölgelere ait belki, ama gölgelerin de bir var oluş şekli var, onları gören gözler, gördüklerini yazan kalemler... Fantastik edebiyatın büyükannesi, yaşlı dişi kurdu Ursula K.


Mitolojik yazardan mitlere dair her şey

Joseph Campbell, çağımızın mitoloji üzerine uzmanlaşmış, mitolojik yazarı... Türk okurları olarak onu “Yaratıcı Mitoloji”, “Tanrının Maskeleri” dizisi, “Kahramanın Sonsuz Yolculuğu” gibi çalışmalarından tanıyoruz. Çalışmalarının içeriğinin yoğunluğu ve çeviri sorunları, onu daha çok, anlamaya çalıştığımız yazarlar, arasına sokuyor da demek mümkün aslında.


Yirminci yüzyılın “dönüş”ü yoktu…

Andrey Platonov, kaderi, kelimelerinin kaderiyle aynı yoldan giden büyüleyici bir Rus yazar.


Beslenme faciasına karşı 'taş devri' manifestosu

Beslenme, bir endüstri, hem de en büyüğünden... Ancak son yıllarda, ortalama bir insan yok ki bu konuya kafayı takmamış olsun... Güzelleşme çabası mı, yoksa beslenme şekillerinin sağlık getirmediğine dair büyük bir uyanış mı, bilinmez...


Meleklerin değdiği yerde inanç başlar...

Din, o belki de tüm kültürleri kapsayan fevkalade derinlikteki büyüleyici mitolojik masal... Neden olmasın, kendi hayal gücümüzle, kolektif bir bilinçle topraktan ve gökyüzünden, güneşten ve aydan, dostlarımız at, inek, boğa, güvercin gibi hayvanlardan esinlenerek yarattığımız, doğaya bakarak doğaüstüne çıktığımız o en derin, o en pırıltılı hikayeye inanmak...


Geniş zamanlarınızın, ferah sofraları olsun!

Rakı ve rakı mezeleri denince, hepimiz şöyle bir durup nefes alırız ilk önce, geniş ferah zamanlar istediğini biliriz çünkü bu ayrılmaz ikilinin. Belki rakının yanında azar azar yenir ama meze yapmanın hızlı, üşengeç yolları yoktur bu sofralarda. Rakı sofrasına, çeşit çeşit mezelerin bulunmasından ötürü, Farsça çeşnigar kelimesinden yakıştırılan çilingir sofrası demişiz.


“Gülbeşekeri sevdin mi?!”

Romanın sonlarına gelmiş, artık çözüm bölümüne yaklaşmışızdır; Feride Anadolu’dan nihayet geri dönmüş ve Kamuran’a öğretmenlik yaptığı şehirlerden birinde öğrendiği gülbeşeker adlı bir tatlı sunmaktadır köşkün bahçesinde… “Gülbeşekeri sevdin mi?” diye sorar Feride Kamuran’a ve ısrarla tekrar tekrar sevdim

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.