Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Türk edebiyatında 'fantastik' dalga...

80’lerde çocuk, 90 ve 2000’lerde genç olan bizler, 68’lilerin ve darbe şahitlerinin hakkımızda ne düşündüğüne pek umar vermeyiz. Şüphesiz, miladın başından bu yana her kuşak acılarını mitleştirmiş, geçmişlerinin çivilenerek öldürüleceği çarmıhı sırtında taşıyan 'Nasıralı'nın çilesini aratmadığına kati suretle inanmıştır.

 

 



Bir başkalaşım hikayesi

Yeong-hye bir geceyarısı bunaltıcı rüyalardan uyandığında, kendini bir vejetaryene dönüşmüş olarak bulur.



Herkes bir şaire mektup yazmalı

Düş kırıklığı nasıl da mikrobik; Marilyn Manson ve Ozzy Osbourne konserlerinin yarısında alanı terk ederken beklentilerimi şekillendiren, bana ayrıntılardan bir hayat / farklılıklardan bir korunma mekanizması teklifinde bulunan bu insanların ihanetine uğradığım hissine kapılmıştım durup dururken. Filmler, kitaplar da öyle değil mi?



Ölüden geriye kalan uzunca bir gün

Ölüm, geride kalanların sorunudur. Ölen için hesap kapanır. Ama biz geride kalanlar, şimdiye kadar geride kalmak şansına sahip olmuş olanlar için ölüm sürer. En başta bir kaygı olarak yerini sıcak tutmayı bilir. İşin diğer bir yanı da, uzun süren bir hastalığın sonunda bile gelse "beklenmedik" sayılan ölümün ardında bıraktığı büyük boşluktur.



Abdülhamid ve Sherlock Holmes: İlk siyasi polisiye

Yervant Odyan’ın 1911 yılında yazdığı Abdülhamid ve Sherlock Holmes, birçok açıdan ilkleri barındıran; mizah, heyecan ve serüven dolu bir roman. Odyan, Osmanlıca kaleme aldığı kitabıyla Sherlock Holmes ile II. Abdülhamid’i yan yana getirmekle kalmamış, aynı zamanda edebiyat tarihimize de ilk siyasi polisiyeyi kazandırmıştı. 

 



Hayat istasyonları ve ölümün tedavisi

Tsukuru Tazaki, tren istasyonunundaki banklardan birinde oturuyor. Zamanı olup yapacak bir şeyi olmadığında, düşünmek istediğinde öyle yapar. Büfeden aldığı kahveden bir yudum aldı. Renksiz Tsukuru Tazaki'nin Hac Yılları'nın 19. bölümündeyim, romanın sonu yakın. Haruki Murakami, burada hikaye anlatıcılığına Brechtvari bir ara veriyor:

 



FİKRİN ‘FLÂNEUR’ HALİ

Sadece Tahir M. Ceylan’ın yazılarının yayımlandığı gün Cumhuriyet alan, ‘Cumhuriyet okuru’ olmayan bir kesim var.



Öyle görünenlerin hikayesi

Son iki ayı kaldığını öğrendiğimizde koca bir yumruk oturdu midemize. Anneannem. Bakkala giderken arkamdan “Rujunu sürdün mü?” diye soran kadın. Kocası öldükten sonra hayalini gerçekleştirmek için koroya giren ve üzerine bir de solist olup, dünyayı dolaşan kadın. Hayatı her an ölecekmiş gibi yaşamaya başlayan, ölümden ölümüne korkan kadındı ve biz ölmek üzere olduğunu ona söyleyemeyecektik.



Arama ve bulma üzerine....

Sonlar, varılan hedefi olmasa da, bir bitişi ve tükenişi çağrıştırır çoğu kez. Ama öyle sonlar vardır ki, yeni bir sürecin, yeni bir dünyanın başlangıcıdır. Sonuncu, böyle bir tersinleme zemini üzerinde gelişiyor.



Dikkat, spoiler!

Televizyon dizileri, hayatımıza böylesine etkili bir şekilde girdiğinden beri, sıklıkla rastladığımız bir uyarıyı burada da yapmak gerekiyor: Dikkat, bu yazı spoiler içerir! Ama yine de bir çeşit “izin alınmış” bir spoiler bu; “ağır” bir spoiler diyemeyiz!

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.