Dosya Arşivi
Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Alain de Botton’dan çevirdiğim ilk kitap olan Romantik Hareket, ilk kez Sel Yayıncılık Genel Yayın Yönetmeni İrfan Sancı tarafından 2 Haziran 2000 tarihinde Beyoğlu’nda bir kafede karşıma getirildi.
//php print_r ($fields); ?>
Terry Gilliam”ın Brazil’i gibi bir atmosfer, retro futuristik tasarımlar, karanlık, boğucu bir dünya... Simon için böyle bir dünyadan daha kötüsü ise çevresindeki insanlar. Ya da kendisi. Annesi için Simon tam bir hayal kırıklığı. İşyerinde de silik bir adam. Sevdiği kadına açılamayacak kadar utangaç. Kimse tarafından fark edilmiyor.
//php print_r ($fields); ?>
Sovyetler Birliği'nin 4 Ekim 1957 günü Dünya yörüngesine oturtmayı başardığı ilk yapay uydu Sputnik I ile insanoğlu, uzayla imtihanında da ilk somut adımı atmış oluyordu. Bunu peş peşe yeni girişimler izledi. 1959'da Sovyet yapımı bir uzay aracı ilk kez Ay'ın yüzeyine indi; 12 Nisan 1961 günü de kozmonot Yuri Gagarin, Vostok I ile Dünya yörüngesindeki turunu tamamladı.
//php print_r ($fields); ?>
Ne kadar ciddi görünürse görünsün her yazar ara sıra bazı 'çılgınlıklar' yapar. Flavorwire.com sitesi de, hayran olduğumuz yazarların komik fotoğraflarını bulmuş. işte çok sevdiğiniz, kendinizle özdeşleştirdiğiniz bazı yazarların en eğlenceli halleri:
//php print_r ($fields); ?>
İsveçli kimyacı Alfred Nobel anısına 10 Aralık 1901'den beri ödül dağıtan İsveç Akademisi, Leo Tolstoy, James Joyce, Virginia Woolf, Mark Twain, Joseph Conrad, Anton Chekhov, Marcel Proust, Henry James, Henrik Ibsen, Emile Zola, Robert Frost, W.H. Auden, F. Scott Fitzgerald, Jorge Luis Borges ve Vladimir Nabokov'u atladığı için eleştirildi.
//php print_r ($fields); ?>
Roald Dahl’ı daha çok Matilda, Dev Şeftali, Cadılar, Bay ve Bayan Kıl gibi çocuk kitaplarıyla tanıyoruz, ama sanırım en çok da Charlie’nin Çikolata Fabrikası’nın yazarı olarak... Yine de çoğu zaman Roald Dahl isminin, özellikle Charlie’nin Çikolata Fabrikası’nın gölgesinde kaldığını söyleyebiliriz.
//php print_r ($fields); ?>
Erdal Öz
12 Mart olayları edebiyatımıza pek çok örnekle yansıdı da, 12 Eylül olayları neden pek az yansıdı?
Soru bu.
Düşünelim:
Türkiyemizin yaşadığı talihsiz, bir o kadar da uğursuz iki tarih: 12 Mart, 12 Eylül.
//php print_r ($fields); ?>
Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. Öyleyse soruyoruz: Siz Tenten'in yaratıcısı Hergé'yi niçin okuyorsunuz?
//php print_r ($fields); ?>
Bir kitaba değil bir deftere yazmış gibi düşünürüm onu. Kağıda yazsaydı şiir, kitaba yazsaydı roman olurdu belki, araya yazmış, arada kalana/olana yazmış, deftere yazmış ve böylece öykü olmuş yazdıkları diye düşünürüm. Bu söylediklerimin de yanlış anlaşılma payının yüksek olduğunu düşünürüm ama, sözkonusu yazar Tomris Uyar olunca tam da böyle ve bu tehlikeli çizgide/sınırda yazmak isterim.