Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Sayfiye, adına tatil dediğimiz tatlı bir yolculuğu anımsatır akla düştüğünde. İlk yazın serin balkon sefalarına, denize gitmek için yapılan hummalı hazırlıklara, iki ağaç arasına kurulan hamak uykularına iç çektirir sonra. Deniz yorgunluğu, pike altında öğle uykusu ve tembelliğin haklı çekiciliği, tadını bir kez almış kimselerin içini ağır usul sayfiyeye kaydırır.

//php print_r ($fields); ?>
Avrupa edebiyatının en nihilist romancısı Thomas Bernhard’dır. Yaşamdan sınırsızca tiksinen, bir an bile iyi vakit geçiremeyen, tüm yaşamları boyunca yenilgiye uğrayan, yalıtılan ve sonunda da genellikle intihar eden Bernhard kahramanları Avusturyalı ünlü yazara sayısız ödül ve iki Nobel adaylığı getirmiştir.

//php print_r ($fields); ?>
Neil Gaiman bir anafor yaratıcısıdır. Bir örümcek ağı örücüsü. Bir tür edebi bubi tuzağı uzmanı… Sıfatı ne olursa olsun satırlarına yapışmanızı sağlayan bir tür büyü kullandığını düşünürüm zaman zaman. Dünyası dünyamız olsun, doğaüstü güçler cirit atsın ama bunların hepsi aslında günümüzde vuku bulsun desek, onun kitaplarından birini tasvir etmiş oluruz.

//php print_r ($fields); ?>
Zadie Smith’in denemelerinin yer aldığı Bugün Farklı Düşünüyorum’u okurken, gülümseyerek ilk altını çizdiğim cümle şuydu: “Okuyucular, iflah ol

//php print_r ($fields); ?>
Edebiyat Nedir? sorusuna farklı cevaplar vermek mümkündür. Stephen Mandel’in Laurie G. Kirszner’la birlikte kaleme aldığı Edebiyat adlı kitabı da kendine özgü bakış açısıyla edebiyata farklı tanımlar getirmeye çalışıyor. Böyle bir kitabı okumadan önce, edebiyat konusunda her okur veya eleştirmen kendince bir fikre sahiptir kuşkusuz.

//php print_r ($fields); ?>
“Her ay dünyanın nüfusuna on üç milyon insan ilave ediyoruz. Bizler gezegen üzerinde bir kanseriz.” Jonathan Franzen, Özgürlük romanında, bu insan denen kanserin ilk tomurcuklandığı yere, aileye saplıyor neşteri. Birbirine sevgiden çok rekabetle bağlı karakterler çıkarıyor ailenin içinden. Kendilerini ebeveynleriyle kıyaslayarak aradaki farklar üzerinden bireyleşmeye çalışıyorlar.

//php print_r ($fields); ?>
İnsanın mekanla ilişkisi, hayatı boyunca diğer binlerce şeyle kurduğu türlü türlü ilişkiye kıyasla en derin, en mahrem, en şaşırtıcı, en duygusal ve belki de insana dair en çok şeyi açık eden ilişki gibi geliyor bana...

//php print_r ($fields); ?>
Türkçede çok bilinmeyen İsveç edebiyatı, 2000'li yıllarla birlikte görünürlük kazandı. Tek yanlı bir süreç değil bu; başta Orhan Pamuk'un romanları olmak üzere Türk edebiyatından önemli metinler İsveç diline çevrildi. Ancak sürecin ağır işlediği, dil engelinin daha yakın ilişkilerin önüne geçtiği söylenebilir. Aslında iki ülke arası yapılan çevirilerin uzun bir tarihi var.

//php print_r ($fields); ?>
Internet kitap sayfalarına göz gezdirirseniz “Demiryolu Çoçukları”nın çok sayıda farklı basımıyla karşılaşırsınız. Sadece bu yıl yapılmış iki farklı edisyonu var. Yüzyıl önce yazılmış bir kitabın bugün hala ilgi görmesi tartışmaya değer.
















