Dosya Arşivi
Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
2012’nin ilk aylarıydı. Yılmaz Güney’in Duvar filmine konu olan sahneler dile dökülmeye başlandı bir kez daha, bu defa Pozantı Cezaevi’nde: 14 yaşında bir "taş atan çocuk" anlatıyordu: “Bazı arkadaşlarımıza adli tutuklular tarafından defalarca tecavüz edildi. Bazen zorla pantolonlarımızı indirmeye çalışıyorlardı. Yaşadıklarımız anlatılır gibi değil.”
//php print_r ($fields); ?>
İnternet, e-kitaplar, akıllı telefonlar elimizin altında olabilir, ancak kitapların saltanatı kolay kolay sona ermeyecek! Az bulunan, değerli kitapların ise pahada oldukça ağır olduklarını biliyoruz. 1640 yılına ait 400 sayfalık bir kitabın, açık artırmada 30 milyon dolara satılacağının öngörüldüğü bir çağdayız halâ! Bakalım bu çok değerli, az bulunan kitaplar hangileriymiş?
//php print_r ($fields); ?>
Türkiye’de 1960 ve 70’li yıllarda kitlelerce çok sevilen Amerika ve İtalya kökenli çizgi romanların popülaritesi, yıllar içinde inişli çıkışlı bir seyir izledi. Hâlâ Zagor koleksiyonu yapanlarla birlikte sıfırdan Martin Mystere’e başlayan küçüklerin ya da Örümcek Adam’ı sinema dışında okumayı da sevenlerin sayısı hiç az değil.
//php print_r ($fields); ?>
Mart ayında KomşudaPişen'lere hoş geldiniz! Yine edebiyat dergilerinin dolu dizgin geçirdiği bir aydan sizin için farklı türlerde bir çok eser seçtik.
Notos
//php print_r ($fields); ?>
Twitter'a erişimin dün gece mahkeme kararıyla engellenmesinin ardından totalitarizm üzerine yeniden düşünmeye başladık. Bunun siyaseten ne anlama geldiği televizyon programlarında ve üniversite kürsülerinde de çokça tartışılıyor ve tartışılacak da şüphesiz. Fakat böylesi rejimlerin bireyler üzerindeki etkisine hiçbir dal edebiyat kadar yakından bakamayacak.
//php print_r ($fields); ?>
Cinayet romanları için bir kraliçe seçimine girişilse eğer, bu seçimin sonucunda ortaya çıkacak isim elbette Agatha Christie’den başkası olamazdı.
//php print_r ($fields); ?>
Önce hikayenin kendisi geldi: İnsanı sarsan, afallatan, duyunca elini ayağına dolaştıran bir hikayeydi.
//php print_r ($fields); ?>
"Söz insanı öbür hayvanlardan ayırır; dil ulusları birbirinden ayırır; bir insanın nereli olduğu konuştuktan sonra anlaşılır. Kullanım ve gereksinim sonucu herkes ülkesinin dilini öğrenir; ama bu dilin başka bir ülkenin değil de o ülkenin dili olmasını sağlayan nedir?" Jean-Jacques Rousseau, Dillerin Kökeni Üzerine Deneme’ye bu soruyla başlar (çev.
//php print_r ($fields); ?>
Dünyanın bilgisini kurgusuna katan, kahramanın bilimin biriktirdikleri ve filozofların açıkladıkları arasında dolanırken zamane kuramcısı ya da sanatçısı gibi sorgulamalara girdiği romanlar yazılıyor ve ben bu soydan gelen romanları büyülenmiş bir biçimde, poetik bir hazla okuyorum.
//php print_r ($fields); ?>
Bir kitap okurken, romandaki tasvirler üzerinden o karakterleri kafamızda canlandırırız. İngiliz sanatçı Brian Joseph Davis'in projesi ise bu hayali süreci gerçeğe dönüştürdü.