Dosya Arşivi
Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Eğitim hayatımızda hepimize dayatılan belli başlı bazı kitaplar vardır. Edebiyat, Dil ve Anlatım dersleri için okuduğumuz yahut okumuş gibi yaptığımız bu kitapların isimleri herkes tarafından bilinir.
//php print_r ($fields); ?>
Şehir yazılarının tarihi çok eskilere dayanır. Gezmek, görmek ve seyahatten geriye kalan izlenimlerini paylaşmak insanın doğasında olan bir özelliği gibi aslında. Gezmek, ruha şifa olduğu kadar kelimelere de bir canlılık katıyor.
//php print_r ($fields); ?>
Ernest Hemingway'in yıllarca Amerika'nın en ünlü yazarı olarak kalması tam bir sürprizdi.
//php print_r ($fields); ?>
“Yaşamının onu etkileyen kişilerin girip çıkmasıyla belirlendi- Yazarın yolu açık, okuru bol olsun… ğine inanan bir insan o kişilerle, yaşamının kesiştiği anlardan söz ederse kendi yaşam öyküsünü de anlatmış gibi olur” Hep
Sondan Başlar
//php print_r ($fields); ?>
Oyunlar filmlere, filmler dizilere, klasikler yenilere, yabancılar yerliye, romanlar dizilere, hikayeler, çizgiler, şarkılar, gazete haberleri vb her şey başka bir şeye uyarlanıyor. Birçoğu çöp olarak, hafızamıza uğramadan silinip yok oluyor, bir kısmı ise uyarlandığı eserin hakkını veriyor; kimi zaman aslını da aşıyor.
//php print_r ($fields); ?>
//php print_r ($fields); ?>
1. Bir robot, bir insana zarar veremez ya da eylemsizlik yoluyla ona zarar gelmesine göz yumamaz.
2. Bir robot, Birinci Yasa ile çakışmadığı sürece insanlar tarafından verilen emirlere itaat etmek zorundadır.
//php print_r ($fields); ?>
İnsanlık, insanlarca şekilleniyorsa; metin de metinlerce şekillenmez mi? 1960’larda Roland Barthes, Julia Kristeva gibi Post-Yapısalcılar tarafından ortaya konulan metinlerarasılık kavramı tam da bu soruya cevap veriyor.
//php print_r ($fields); ?>
Sevgili KomşudaPişen okurları, nisan ayında da sizler için dergileri karıştırdım, okudum, notlar aldım ve ilgimi çekenleri paylaştım. Bu ay komşuda neler mi pişmiş?
//php print_r ($fields); ?>
“Yüzü güçlü –çok güçlü– bir kartal gibiydi; ince burnunda yüksek bir kemer, tuhaf bir şekilde kemerli burun delikleri vardı; alnı azametle kubbeleniyordu ve şakaklarındaki saçlar seyrekti, ama başka yerlerde boldu. Kaşları gürdü, burnunun üzerinde neredeyse bir araya geliyorlardı ve kendi gürlükleri ile kıvrılıyor gibiydiler.