Eleştiri Arşivi
Eleştiri
//php print_r ($fields); ?>
Shakespeare’in bir arkeolog olmasını kabullenir miydiniz; daha doğrusu, Shakespeare’in bir arkeolog olmasına tahammül eder miydiniz?
//php print_r ($fields); ?>
Kapakta yazarın değil de çevirmenin resmi kullanılarak kaç roman basılmıştır acaba? Yazının konusu olan Udolf Hisarı bu ilginç duruma bir örnek; zira, İngiliz gotik edebiyatının erken dönem örneklerinden biri olan, 1794 tarihli The Mysteries of Udolpho’nun Ahmet Mithat Efendi tarafından çevrilmesi söz konusu.
//php print_r ($fields); ?>
İnsan bazı kitapları hayatının bazı dönemlerinde tekrar tekrar okuma arzusu duyar, hayatınızda bir şeyler değişmiş ve kitabı anımsamışsınızdır... Sanki yazar bazı cümleleri sadece sizin için yazmıştır, kahramanlara ahbaplık eder dertleşirsiniz, bazı cümeleleri yaralarınıza merhem eder, bazı kitaplara sıkı sıkı sarılma arzusu duyarsınız.
//php print_r ($fields); ?>
Tarihin tekrarlarıyla ünlenmesi, insanın kuvvetler ve zaaflar toplamı denebilecek hammaddesi dolayısıyla, tarihi başka türlü yazma acziyetinden ileri geliyordur belki de. Belki de hem bireysel hem toplumsal boyutta, olası tüm davranış kombinasyonları denenmiştir ve tam da bu yüzden, gelecekte yaşanacakların bizi şaşırtmasının mümkünatı kalmamıştır artık.
//php print_r ($fields); ?>
Ne zaman Latin Amerikalı bir yazarın romanı yayımlansa orada ilginç, hareketli ve tedirgin edici bir şeyler bulacağıma inanıp o kitapları büyük bir iştahla okumaya koyuluyorum. Bazıları beni hayal kırıklığına uğratsa da çoğunlukla aradıklarıma erişiyorum.
//php print_r ($fields); ?>
1998 yılında Mesajınız Var filminin hayatımıza girmesiyle beraber, uzun yıllar boyunca, küçük kitapçı dükkanı dendiğinde akla gelen ilk isim “Köşedeki Dükkan” oldu. SabitFikir gibi içinden edebiyat geçen bir dergiyi okuduğunuza göre, sizin de zaman zaman, “İşi gücü bıraksam, bir minik kitapçı açsam, kitap kokularını içime çekerek keyifle çalışsam,” dediğiniz olmuştur.
//php print_r ($fields); ?>
Milan Kundera 1990’lardan beri ikinci vatanı kabul ettiği Fransa’da yaşıyor ve Fransızca yazıyor; ancak sanki Fransız okurdan intikam almak ister gibi, yazdıklarının bu dilde yayımlanmasına geç izin veriyor. Bilmemek romanı önce İspanya ve Türkiye’de yayımlanmış, ancak üç sene sonra Fransızca orijinali piyasaya çıkmıştı.
//php print_r ($fields); ?>
Norveçli yazar Karl Ove Knausgaard’ın Kavgam serisi, Norveç’te yayımlandığında kısa sürede yüksek bir satış rakamına ulaşırken, İngilizceye tercüme edildikten sonra uluslararası çok satanlar listesindeki yerini hemen aldı. Ancak “çok satanlar” ibaresinin yarattığı pürüzlü hissiyat Kavgam için geçerli değil.
//php print_r ($fields); ?>
Görememek, gözlerini kapatmak yahut bir engel olarak körlüğün yanına, görme eylemini hiç tadamamanın sonucu bu duyunun bir/birkaç nesil sonra tamamen yitirilişini de eklemek gerekebilir ileriki zamanlarda. Görmek doğal ve istemsiz olduğu kadar bir arzu, bir merak, bir ilgi eylemidir çünkü.
//php print_r ($fields); ?>
18. yüzyılın sonlarında Jena Okulu, uzaklara bakma mütehassısları yetiştirmekle meşguldü. Schelling ve Fichte felsefelerinin etrafında kümelenmiş romantikler olarak, büyüsü bozulmuş dünyayı yeniden büyülemeye uğraşıyorlardı.