Eleştiri Arşivi
Eleştiri
//php print_r ($fields); ?>
Anlatının vaat ettiği özgüleştirici okuma biçimi, okurun deneyiminde ruhsal bir gelişme, iyileşme sürecini de besleyen, sürekli kılan yaşam pratiğine dönüşüyor. Dilin çoksesliliğini rehber edinen büyük bir oyunun kurallarını yıkarak, bozarak, onu ciddiye almadan kendisini var eden neşeli bir oyuna…
//php print_r ($fields); ?>
Korku ile siyasi, toplumsal ve dini olarak disiplin altına alınan insanoğlunun asıl alt etmesi gereken, endişe ve tereddütlerden oluşmuş stres illetidir. Bu stres günlük koşuşturmalardan nem kapan ruhun panik atak kapılarında sürünmesi anlamının çok üstünde, bir varlık engelidir.
//php print_r ($fields); ?>
Marnie ve Nelly: Tek ortak noktaları aynı annenin karnından ve aynı babanın soyundan gelmek olan iki kız kardeş. Marnie ve Nelly: Karanlık bir sırrın iki küçük ortağı. Onlar bir takım karanlık işlere bulaşmış umursamaz babalarını ve sorumsuz alkolik annelerini evlerinin arka bahçesine gömdüler. Peki, hikaye bitti mi? Tabii ki hayır. Aslında her şey daha yeni başlıyor.
//php print_r ($fields); ?>
Ray Celestin, New Orleans Cinayetleri romanında gerçek olaylara dayanan bir seri katil hikayesi anlatıyor. Bu gerçek olaylar, 1918-1919 yıllarında yaşanmış. New Orleans'ta Baltacı adıyla ünlenen bir katil, rivayetlere göre, altıdan fazla insanı öldürmüş ve kimliği hiç ortaya çıkmamış. Ray Celestin, işte bu olaydan esinlenerek kurgulamış romanını.
//php print_r ($fields); ?>
Gerçek hayatta tanıdığınız birilerinin yaşlandığını fark edersiniz ya ansızın. Eskisi kadar hızlı davranamıyordur artık. Ya da daha fazla unutuyor, daha hızlı yoruluyordur... Zamanın getirdiklerini sizi üzse de kabul edersiniz işte. Ama roman kahramanları öyle mi? Yaratılmalarının üzerinden uzun yıllar geçtikten sonra bile, devam maceralarında, aynı yaşta çıkmazlar mı karşımıza?
//php print_r ($fields); ?>
Psikolojiyle haşır neşir olan insanların azımsanamayacak oranda önemli bir kısmının öncelikle kendisini anlamak, bilmek, araştırmak veya yaşadığı sorunları anlamlandırmak dürtüsüyle bu alanda at koşturmaya başladığını ifade etsem, oldukça haklı bir genelleme yapmış olurum sanırım.
//php print_r ($fields); ?>
“Çevirmeni ve yayımcısı –eğer böyle bir hakları varsa– bu kitabı Cem Ersavcı’nın aziz hatırasına ithaf eder.” Carlos María Domínguez’in Kâğıt Ev isimli “romancığı” bu ithaf ile başlıyor. Cem Ersavcı’yı geçtiğimiz ağustos ayında bir trafik kazasında kaybettik.
//php print_r ($fields); ?>
Bu gezegenin daha fazla başarılı insana ihtiyacı yok. Daha fazla hikaye anlatıcısına ihtiyacı var. David W. Orr’un Earth in Mind adlı kitabında geçiyor bu fikir. Bir süredir üzerine düşündüğüm bir şey bu.
//php print_r ($fields); ?>
Mahallenize bir bomba düşse ve “marketten iki kilo çamaşır suyu, bir kilo meyve, iki paket bisküvi ve bir litre gazoz alınabilecek bir sürede” yaşadığınız ev, aileniz, akrabalarınız, sevdiğiniz her şey bir anda yok olsa?
//php print_r ($fields); ?>
Bu sene kış geç geldi. Ancak kasım ayında yaktı Arif Bey kazanı. Bir akşam üşüyorum diye düşünürken baktım kalorifer dilimlerinin sadece üst kısımları sıcak, yarıdan aşağısıysa alenen buz gibi. Evde ilk kışımız, girdisini çıktısını bilmiyoruz apartmanın, emektar kapıcıya sordum haliyle. Efendim, dilimler çok eski olduğu için yıl be yıl içlerinde tortular birikiyormuş.