Dosya Arşivi
Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Klasikleri okumamak için sıralanan bahanelerden ilki hacimleriyle, "bitmek bilmeyen sayfalarıyla" ilgili olur genelde.
//php print_r ($fields); ?>
Nazilerin 1933 yılından itibaren toplu kitap yakma eylemlerine hız verdiği, 1945 yılına dek de bu tarihe geçecek utanç verici pratiği sürdürdüğü biliniyor. Naziler tarafından yakılan tüm kitapların bir listesini hazırlamak imkansız olsa da, 4 bin farklı yapıtın kopyalarının yakıldığı tahmin ediliyor.
//php print_r ($fields); ?>
Aslında öykü yazarı olarak tanıdığımız Başar Başarır’ın bir romanı yayımlandı yakın zaman önce: Sibop.
//php print_r ($fields); ?>
Belirli aralıklarla açıklanan her istatistikle birlikte Türkiye’deki okuma oranı düşüklüğünden, kitap okumaya ayırdığımız vaktin azlığından, kütüphane sayısının yetersizliğinden ve kütüphane kullanımının bir türlü yaygınlaşamadığından şikayet ediyoruz. “Haklı” bir şikayet bu elbette ve biraz da moral bozucu.
//php print_r ($fields); ?>
Yazarlık her ne kadar doğrudan yaratıcılıkla ilgili görünse de bir yönüyle de oldukça teknik bir iş. Öte yandan yazarlığa adım atmak da bir hayli zor. Yazdığınız hikaye yeterince gerçekçi olacak mı? Kurgu bir noktada fire verecek mi? Okurlar beğenecek mi?
//php print_r ($fields); ?>
Kararsız Okur'un kitaplığında bu ay, hastalıktan şifa çıkaran romanlar, çağımızın iyileşme umudu olan psikanalize dair üretilmiş metinler ve yazarların hastalıklı/sağlıklı özyaşamöyküleri, raflarda durdukları yerde bize göz kırpıyor.
Yazmaktan ve okumaktan başka çaresi olmayanlar için...
//php print_r ($fields); ?>
Fotoğraf bulunduğunda, aslında bulunan neydi… Zamanı durdurmak, yaşamı dondurmak mıydı amaç? Olan bitenden haberdar etmek mi, o anlara şahit olmayanları… Unutmayı ertelemek, bir zamanlar buraların böyle olduğunu göstermek mi? Yaşamın özü, değişimi belgelemek mi? Aynı ırmakta iki kez yıkanılmayacağını mı ispatlamak…
//php print_r ($fields); ?>
Kendi hayallerini yazıya aktarıp kurgulayarak roman kotarmaya alışmış bir yazarın, günün birinde, merak alanlarını açık edecek biçimde bir inceleme kitabını yazmaya kalkışmasını okur olarak nasıl değerlendireceğime bir türlü karar veremem.
//php print_r ($fields); ?>
Çağatay Yaşmut’un kaleme aldığı “Başkomiser Galip polisiyeleri”nin ilki olan Beyoğlu Çıkmazı, 2008’de yayımlanmıştı. 2012’de de Kadıköy Cinayetleri ile dördüncü kitaba ulaşmıştık. Sonrasında ise yeni bir macera eklenmedi bu seriye.
//php print_r ($fields); ?>
Ciltli, ciltsiz... Büyük boy, orta boy, küçük boy... Çoğunlukla orta sehpalarda gördüğümüz dev boy, şömizli, ciltli, bol fotoğraflılar... İncecik hurufatıyla mini kitaplar ya da klasik cep boyları... Kimisi kalın, niteliği yüksek kağıtlara basılmış; kimisi çevre dostu, gerikazanımlı kağıtlara...