Dosya Arşivi
Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Dave Eggers, çağdaş Amerikan edebiyatının en üretken isimlerinden... Metinlerinin sinemasal bir gramere yakınlığından olacak, hem romanlarıyla hem de katkıda bulunduğu senaryolarla beyazperdeyle de sürekli dirsek temasını koruyan bir yazar.
//php print_r ($fields); ?>
//php print_r ($fields); ?>
Beş yaşında mürekkebine şeker katıldı ta ki anlatsın
//php print_r ($fields); ?>
Nereye gittiysem bir şairin benden önce oraya uğramış olduğunu gördüm” der Sigmund Freud, yani psikolojinin bugünkü anlamına, konumuna ve yaygınlığına kavuşmasını sağlayan isim. Bundan yaklaşık 150 yıl önce, adına psikoloji dediğimiz bilim dalı konusunda yapılanlar, yazılar, söylenenler bugün anladığımız psikolojiden ve düzenlilikten çok uzaktı.
//php print_r ($fields); ?>
Bir şeyin anlaşılır olması için, okunup yazılabilmesi gerekir. Bilginin iletimi için her şeyden önce, tıpkı okullar gibi yapısı önceden oluşturulmuş ortak bir anla(ş)ma zeminine gereksinim var. Düşünce, tıpkı insanlık ailesinin çevresinde buluştuğu büyük bir masaya benzer. Bu seçilmiş alan, binlerce yıllık bir düşünce geleneğine sahip evreni ayakta tutan ilahi bir güce sahiptir.
//php print_r ($fields); ?>
James Baldwin’le ilgili bir bahis açıldığında ilk söylenen, onun siyah eşcinsel bir Amerikalı edebiyatçı olarak ayrımcılığı birkaç misliyle, birkaç katmanda deneyimlediğidir.
//php print_r ($fields); ?>
On İki Gezici Öykü, Gabriel García Márquez’in (1927-2014) gerçekler ve düşleri iç içe anlattığı büyülü gerçekçilik yaklaşımını en iyi yansıtan, onun baş eserlerinden biridir. Kitap, Márquez’in on sekiz yıl boyunca aralıkla birkaç kez yazdığı öykülerin bir araya getirilmesiyle oluşur.
//php print_r ($fields); ?>
Grady Hendrix, son birkaç yılda kaleme aldığı kurgu ve kurgudışı eserleriyle Amerikan korku edebiyatında önemli bir yer kaplıyor.
//php print_r ($fields); ?>
Dünya edebiyatının büyük ustası Jorge Luis Borges yaşamının bir noktasında kör olacağını biliyordu. Körlük Borges ailesinde nesilden nesile geçiyordu. Yalnızca babası değil, babasının anne-babası da yaşamlarının bir safhasında kör olmuşlardı. Borges kendi durumunun çok da dramatik olmadığını düşünüyordu.