Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Bir şablonun tekrarı

Göz, Hayvan Mezarlığı, Parıltı ve Christine gibi kitaplarıyla korku eşiğimizi farklı tecrübelerle tanıştıran Stephen King’in Bay Mercedes adlı son romanı, polisiye gücünü son zamanlarda ekran değeri yükselen dedektif/ suç dizilerinin argümanlarından alıyor.

 



Yarı-distopik bir üstkurmaca

Ben Lerner’ı Türkiye’de ilk romanı Atocha’dan Ayrılış’la tanıyoruz. Yazarın kendisini merkeze koyarak ele aldığı bu romanda bir başkası olma, diğerlerine karşı farklı görünme kaygısı üzerinden genç bir sanatçının hayatı anlatılır. Jonathan Franzen ve Paul Auster’ın övgüler yağdırdığı bu kitap kısa sürede popülerleşti ve “2011’in en iyi romanı” sıfatını hak etti.



Tutun şu Elmore’u...

 



Hamlet doğmak

2016 yılı, Shakespeare’in ölümünün 400. yıl dönümüydü; ve bu vesileyle yazar, özellikle İngiltere’de pek çok etkinlikle anıldı. Bu etkinlikler arasında roman okurlarını en çok heyecanlandıran ise şüphesiz Shakespeare’in eserlerinin Hogart Press öncülüğünde, Jeanette Winterson, Jo Nesbo, Margaret Atwood, Giliian Flynn gibi yazarlar tarafından yeniden kaleme alınması olmuştu.



Okur-gezerler için

Alberto Manguel yeni kitabı Gezgin, Kule ve Kitapkurdu’nda, “Kitap, içinde yolculuğa çıkabileceğimiz bir dünyadır,” diyerek okurluğun bir tür gezginlik olduğunu vurguluyor. Böylece şu bildik “çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?” ikilemini boşluğa düşürüyor. Edebiyatın da en az yaşamak kadar güçlü bir deneyim olduğunu söylüyor.



Mark Twain'in kehaneti

Edebiyat meraklıları arasında, 1835 Missouri doğumlu Samuel Langhorne Clemens’i sanırım pek az kişi bilir; oysa, Mark Twain’in adını duymamış kimse yoktur. Modernliğin ve teknolojinin çılgın bir hızla gelişmeye başladığı bir zamanda dünyaya gelen küçük Samuel’in ideali, Mississippi nehrinde istimbot (buharlı tekne) pilotu, yani kılavuz kaptan olmaktı.



Bir makineden daha fazlası

Acı çekiyorsan canlı, başklarının acısını hissediyorsan insan olduğun söylenir. Bilimsel olarak bu sözün pek bir karşılığı olmasa da vermek istediği mesaj açık; duygularımız olduğu ve onları paylaşabildiğimiz sürece insanız. Duygusunu açık etmeyen insanlara karşı bir diğer kültürel yaklaşım da şöyledir: Robot gibi.



Kuşaklar arası bir yolculuk

Bir annenin çocuğuna bakışında, duru bir görüş mümkün müdür? Yoksa o bakışta aynı anda başka birileri de bulunur mu? O annenin kendi annesi, babası, çocukluğu, travmaları, aşkları mıdır o bakışı oluşturan ya da bulandıran? Bir annenin bakışında çocuğuna aktarılan birçok şey var kuşkusuz. Bunların en başında belki de kuşakların aktarımı gelir.



Yıpratıcı değil, yaratıcı evlilik

Havalar ısındı, çiçekler böcekler derken evlilik mevsimi geldi çattı. Binbir türlü hayallerle birçok çift, dünya evine girecekler. Zaman zaman düşünüyorum; bu kadar fazla kişi evlenirken, bir yandan da o kadar fazla evlilik yürümüyor. İşte tam da nedenlerini anlamaya çalışırken, yakın bir zaman önce, hayatıma bir çift giriverdi ve evliliğin nasıl yürüdüğü üzerine kafa patlatmamı sağladılar.



İstanbul’un gerçek sesine kulak ver!

İstanbul’un ne zaman adı geçse, sanki şehrin üzerinden ince bir lodos geçer de herkesin zar zor içinde tuttuğu kelimeler ortaya saçılıverir. Şehre dair ne hissettiklerimiz ne de söyleyeceklerimiz biter ama hep insan olmanın o görünmez duvarlarına toslar kalırız.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.