Dosya Arşivi
Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Bir şey “varsa”, felsefenin onun üzerine eğilmemesi için bir neden yoktur. Metis Yayınları’nın eleştiri serisi altında yayımladığı, Siegfried Kracauer imzasını taşıyan Polisiye Roman - Felsefi Bir İnceleme (Ekim - 2019) isminden de anlaşılacağı üzere, türü felsefi olarak enine boyuna ele alıyor.
//php print_r ($fields); ?>
Sedef Betil’in üçüncü öykü kitabı Parçalar ve Zerreler okuyucusu ile buluştu. Betil, edebiyat için göreceli olarak geç sayılabilecek bir yaşta yazmaya başlamış bir yazar. Betil’in öykülerine bakıldığında çocukluğu, gençliği ve olgunluğu büyük bir titizlikle gözlemlediği ve bu tecrübesini ustalıkla kalemine yansıttığı görülüyor.
//php print_r ($fields); ?>
Çizgi romanları genelde kurguyla tanıyoruz; kahramanların fink attığı, sinemada veya edebiyatta yakalanamayan imkânların görsel ve metin kombinasyonunda kendini bulmasıyla sınırları zorlayan, mecrayı tam anlamıyla kullanan hikâyeleri çizgi romanlara daha çok yakıştırıyoruz.
//php print_r ($fields); ?>
Tuhaf zamanlardan geçiyoruz. Dijital dönüşüm sonrası sosyal yanımızı sentetik, holografik bir düzleme hapsederken, -durup anlamaya fırsat bırakmadan ardı ardına- gerçekleşen küresel olaylar karşısında bocalıyor, bocaladıkça yüzeyin güvenli ve tanımlanmış alanında kalmaya ikna oluyoruz.
//php print_r ($fields); ?>
Roberto Arlt (1900-1942), Yedi Deli Adam’ı henüz 29 yaşındayken yayımlıyor. Libération gazetesinde yayımlanan yazısında Philippe Lançon, Arlt’ın kaleminde “...
//php print_r ($fields); ?>
Havvacığım, daha merhaba bile demeden, gözlerinden öpüyorum.
//php print_r ($fields); ?>
Kurmaca üreten bir yazarın yeni çıkan kitabından ne bekleriz? Birden fazla cevabı var bu sorunun: Yeteneklerini sivriltmesi, bizi yeni buluşlara götürmesi ya da çok sevdiğimiz ve alıştığımız üslubuyla yeni bir hikâyeye sürüklemesi. Her okurun, her yazar için farklı cevapları vardır mutlaka. Gölgesiz Matiz hakkında bir yazıya başlarken ben de kendi yanıtlarımı arıyorum.
//php print_r ($fields); ?>
İnsanlardan korkarak ya da ahmaklıklarına tahammül edemeyerek yalnızlığa ve sessizliğe sığınmak mümkün mü, peki bu yalnızlığa ne kadar tahammül edebilir insan? Ya da yalnızlığının sınırlarını belirleyip buna sadık kalabilir mi?
//php print_r ($fields); ?>
Oyun yazarı, şair ve çevirmen Aphra Behn, sadece İngiltere’nin değil, belki de dünyanın ilk “profesyonel” yazarı. Hayatını yazıyla kazanan ilk kadın olarak tarihe geçen Bayan Behn’den önce yaşamış kadın yazarlar ve şairler hiç kuşkusuz vardı ama onlar aristokrat ya da zengin ailelere mensup olduklarından, paraya ihtiyaç duymamışlar, salt kendi zevkleri için yazmışlardı.
//php print_r ($fields); ?>