Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Arşivi

// En çok okunanlar



70’lerin Türk Sineması e-kitap olsa!

Türk sinemasını çeşitli açılardan tahlil eden araştırma kitapları, az olmakla birlikte, ne mutlu ki literatürümüzde mevcut.



Hikaye yeniden başlıyor!

Bazı sanatçılar vardır, ölüp gider sır olurlar, bazılarıysa nasıl yaparlarsa yaparlar, hem yaşarken hem de öldükten sonra sırrın kendisi olurlar. Sanatın kalıcılığı belki de burada, "sırrın kendisi" olmakta yatar. Hayatı da sanatı anladığımız kadar anlıyoruz ne de olsa. Geriye hayattan çok sanat kalıyor ama... Bütün bunları İzzet Ziya Bey düşündürüyor bana.



Şifalı Bitkilerle Tedavi: İçimizdeki lokman hekimlerin dikkatine!

Son bir kaç yıldır şifalı bitkilerle ilgili kitaplar malum, ne olursa olsun yok satıyor. Bunda kötü bir yan yok. Zira insan olarak önceliklerimiz hep aynı: Yemek ve sağlıklı yaşamak… Üstelik genlerimizde, bilinçaltımızın çok gerilerinde bir yerlerde, ölümsüzlüğü ve daimi gençliği arayan bir lokman hekim yaşatıyoruz besbelli.



Gün geçer, gece gelir yeniden

Bilge Karasu’yla ilk karşılaştığımda yaklaşık on beş- on altı yaşlarındaydım, Göçmüş Kediler Bahçesi… İlk duygum sonsuz bir şaşkınlık olmuştu.



Aydınlıkta fuar bilmeceleri

Evet sevgili okurlar, bir kitap fuarı dönemine daha girmiş bulunuyoruz. Bu defa bir değişiklik yapayım, her şey olup bittikten sonra söylenmek yerine, kitap fuarları bağlamında sorularımı, gönlümden geçenleri önceden bildireyim dedim yayın alemine.



Kediler Krallara Bakabilir

Edebiyat en basit anlamıyla insanı ilgilendirse de, ilk edebi eserlerden günümüze, başka canlıların da alanı olmuştur. Dönüp baktığımda, edebiyatın dünyayı ve insandan yola çıkarak hakikati anlama, anlatma becerisi başımı döndürüyor.



Ağaçlara sarılanlar onları bir daha bırakmayacaklar!

Her şey bir ağaçla başladı, ne güzel. Doğanın en suskun, en dilsiz, bizim gözlerimize en durağan gelen varlığı seslendi birden, hareketlendi. Yüzüklerin Efendisi: İki Kule’de, en beklenmedik anda harekete geçip savaşın kaderini belirleyen entleri, Orta Dünya’nın en yaşlı ağaçlarını hatırlamamak mümkün mü...



Kılavuzu dünya olanın...

Biz yeryüzü acemileri… Küreselleşmeyi dilimizden düşürmeden, her yere, herkese yabancı; farklı kültürler, kıtalar, onların kültürü ve siyaseti bir yana, bahçemizdeki ağaca bile kör… İçinde yaşadığımız ve bir öncekinden çok daha farklı olacağını iddia eden yüzyılımızın da acemileriyiz…

 



Halt etmişsin!

Efendim edebiyat haberleri üçe ayrılır. 1- Yeni çıkan kitaplarla ilgili olanlar 2- Yazarların ve kitapların aldığı edebiyat ödülleriyle ilgili olanlar 3- Kahvaltı sırasında falan okununca masaya çay püskürtecek kadar türlü acaiplikte olanlar!

 



“Modern ve Ötesi”nde, sanat tarihimize dair çıkarılan bir zarif hikaye...

Modernizmle birlikte insan ruhu artık boşluğa sürülmüş bir leke; kimi zaman lekeyi, kimi zaman boşluğu tanımlamak, anlamlandırmak peşinde; her ikisi birbiri içinde eridiği, her an birbirine dönüştüğü, birbiri olduğu an’a ve aslında tam o anda, her ikisi de olmayıp yüzümüze güldüğü vakte, işte tüm o sürece bakıp duruyoruz.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.