Üye Eleştirileri Arşivi
Üye Eleştirileri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Yakın bir geçmişte bir arkadaşım, peçetenin üzerine birşeyler çizip, neye benzettiğimi sordu. Baktığımda şapkadan başka bir şeye benzetemedim ve "Sanki, şapka gibi" dedim. Bunun üzerine bana "Sen de büyük birisin" dedi. Aslında bu bir şapka değil, fil yutmuş bir boa yılanının resmiydi ve Küçük Prensin hikayesi de böyle başlıyordu.
//php print_r ($fields); ?>
KARANLIK THOMAS, Blanchot´nun en çarpıcı eseridir diyebiliriz rahatlıkla. Edebiyatın ve bir yönüyle de felsefenin doruk noktalarından biri olan bu roman Blanchot´nun dil ve edebiyat üzerine olan düşüncelerinin bir tezahürüdür. Thomas´nın dilsel düzeyde şeyler ve olgular karşısında sahip olduğu özgün algı, okuru kendi evreninden alır ve ona eşdeğer olan Thomas´nın evrenine taşır.
//php print_r ($fields); ?>
Birçoğuna kulağımız aşinaydı, hatta hemen hepsini karakterlerine kadar tanıyorduk, ama elimiz bir türlü romanlarına gitmedi. Bazılarının film uyarlamalarını da seyrettik. Buna rağmen onlara dokunarak okuma fırsatını kendimize sunamadık bir türlü.
//php print_r ($fields); ?>
Hayatın belli kalıplara (matematiksel hesaplar, çözümlemeler, gelecek, dün bugün, suç) göre yaşanmaya başlamasından sonra bile insanın sırf insanlığını kanıtlamak için çaba harcayacağını, bir piyano tuşu olmadığını kanıtlamak için her türlü rezilliği çıkartacağını söylüyor yeraltı adamı. İnsan nankördür!
//php print_r ($fields); ?>
Ian McEwan günümüz İngiliz yazarlarının en duyarlılarından ve her ne kadar kendisi kabul etmese bile ne yaptığını en iyi bilenlerindendir. Demeçlerinde bu ne yaptığını bilememe pozları, çoğu kez bana güzel olduklarının bilincinde olup da sanki öyle değilmiş gibi davranarak etrafa kıs kıs gülen kadınları hatırlatır.
//php print_r ($fields); ?>
Kitabın Öndeyiş´ini okuduğumda akıcı ve sürekleyici bir romanla karşı karşıya olduğumu düşündüm. İlerleyen sayfalarda ise yazar beni gerçekten hayal kırıklığına uğattı. Böyle büyük bir reklam kampanyasıyla ortaya çıkan eserin çok daha sürükleyici, içinin doldurulmuş olmasını beklerdim. Hikaye, üçüncü şahıs tarafından anlatılıyor.
//php print_r ($fields); ?>
Grange yıllardır türünde başarılı romanlar yazıyor. Bir yerden sonra konu sıkıntısı çekmesi ya da biraz sıkıcılaşması normal sayılabilir. Koloni´de farklı bir şey denemek istemiş ve Kızıl Nehirler'le herkesin aklında onun romanlarının kahramanı olarak hayal edilen Jean Reno imgesinden sıyrılmak istemiş.
//php print_r ($fields); ?>
2008´in Kasım ve Aralık aylarında, Fransızların BBC World gibi, uluslararası yayınlar için kullandıkları TV5 kanalında "LE DERNIER SEIGNEUR DES BALKANS" (Balkanların Son Efendisi) ismiyle bir mini dizi yeniden yayınlandı. 2005 tarihli. Film senaryosu, Viran Dağlar kitabı temelinde hazırlanmış. Fransızların entellektüel merakına şapka çıkardım.
//php print_r ($fields); ?>
"Osmanlıların, tarihleri hakkında ne söylediklerine değil, gerçekte ne yaptıklarına bakalım" diyor Lindner. Bir tarihçinin düsturudur herhalde "gerçekte ne oldu?" sorusu. Hele söz konusu Osmanlı tarihleri gibi anakronik kaynaklarsa, kişi şüpheciliği elden bırakmamalı.
//php print_r ($fields); ?>
Grangé Avrupalı yazarlar içerisinde en sevdiğim ve her yeni kitabını merakla beklediğim yazardır. Kızıl Nehirler´den bu yana beğenmediğim hiçbir kitabı olmamıştı ama bu sefer beni hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim. Grangé´ın diğer romanlarını bilmeyenler için keyifli bir roman olabilir. Ancak Kızıl Nehirler, Kurtlar İmparatorluğu ve özellikle Taş Meclisi´nden sonra bana biraz vasat geldi.