Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
"Sanat sanat için midir? Sanat toplum için midir?" sorularının birçoğunuza lise sıralarını hatırlattığının farkındayım. Bugün çözümsüz görünen bu soruyu arkamızda bırakmış olsak da benim kafamı hala kurcalayan başka bir soru var: Kimin için yazıyoruz?

//php print_r ($fields); ?>
Oylum Yılmaz’ı şimdiye kadar çeşitli dergi ve gazetelerde incelikle ve beceriyle kaleme aldığı düzinelerce eleştiri ve inceleme yazılarından tanıdık. Hâl böyle olunca, yazın sanatıyla yoğrulmuş bir yaşamın nihayetinde bu sanatın kalbine hücum etme niyetiyle denize açılması, bizi yazarın ilk eseri olan Cadı'yla başbaşa bırakıyor.

//php print_r ($fields); ?>
Internet kitap sayfalarına göz gezdirirseniz “Demiryolu Çoçukları”nın çok sayıda farklı basımıyla karşılaşırsınız. Sadece bu yıl yapılmış iki farklı edisyonu var. Yüzyıl önce yazılmış bir kitabın bugün hala ilgi görmesi tartışmaya değer.

//php print_r ($fields); ?>
"Boğazının ortasına kurşun yiyip de canlı kalan bir insan ya da hayvan hiç işitmemiştim. “Atardamar parçalanmış olmalı” diye düşündüm. İnsanın başına kan götüren iki ana damarından biri kesildiğinde daha ne kadar yaşayacağını merak ettim, muhtemelen birkaç dakikadan fazla değil. Her şey gözüme bulanık görünüyordu. Kesinlikle öleceğimi düşünmem iki dakika kadar sürmüş olmalı.

//php print_r ($fields); ?>
Ve Sinem, yakın dönemin popüler çizgi romanlarından biri. Mizah dergiciliği küçüldüğü ve kadrolar daraldığı için yeni üretimler eskisi kadar çıkmıyor. Cihan Kılıç, Uykusuz dergisinde daracık bir alanda başladığı çizgi romanının ilk albümünü iki yıl önce yayımlamıştı. Yeni albüm yine dergide çıkmış işlerin derlemesi olmuş.

//php print_r ($fields); ?>
Ortada bir dünya, ya da bizim bildiğimiz şekliyle bir dünya kalmamış. Dönüşü olmayan uzaklıklar. Canavar’ın yakıtının dönüşe kadar yetmeyeceği nokta. Bir umudun peşine düşmek gölgeleri kovalamak mıdır? Başkasının kalmayan hayatı üzerinden kendinizinkine bolca soru soracağınız bir kitapla baş başasınız; Peter Heller’in Köpek ve Yıldızlar’ı böyle bir şey işte…

//php print_r ($fields); ?>
Türkçede çok bilinmeyen İsveç edebiyatı, 2000'li yıllarla birlikte görünürlük kazandı. Tek yanlı bir süreç değil bu; başta Orhan Pamuk'un romanları olmak üzere Türk edebiyatından önemli metinler İsveç diline çevrildi. Ancak sürecin ağır işlediği, dil engelinin daha yakın ilişkilerin önüne geçtiği söylenebilir. Aslında iki ülke arası yapılan çevirilerin uzun bir tarihi var.

//php print_r ($fields); ?>
Şehri rahat bırakırsanız, yani ruhunu ona teslim eder ve ruhunu şekillendirmesine karışmazsanız, şehir güzel olur. Güzel şehirler, mimarisinin elverdiği her yere insan yerleştirir ve insanın şehrin ruhuyla temasına erketelik yapar.

//php print_r ($fields); ?>
Tanzimat sonrası Osmanlı’yı hikaye ve roman türleri ile tanıştıran Ahmet Mithat Efendi Osmanlı tarihinin ilk popüler yazarlarından biri olarak bilinir. Edebiyattan tarihe, ilahiyattan felsefeye birçok alanda eserler veren yazar ayrıca Osmanlı’da gazetecilik pratiğinin de öncülerindendir.
