Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Türk Edebiyatı’nda ‘büyülü gerçekçilik’ akımında üretilen öncü örneklerden biri

"Avcının iyisi uçarı vurur. İyi öykücü akıp giden zamanın ritmine, onu durdurmadan kalemini uydurandır. –Onat Kutlar"

50 kuşağı yazarlarından olan Onat Kutlar, iyi bir edebiyatçı, önemli bir düşünce insanıydı. Onu 1995 yılında kaybettik. Ardında, yazarı yitirdiğimiz anın üzüntü veren görüntüleri ve değerli yapıtları kaldı.



“İnsanlık komedyası”nın göğe açılan kapısı

Balzac’ın karakterleriyle dolu bir salon düşünün. Goriot Baba kızlarının saadeti için çırpınıyor, kızlarıysa hiç oralı değil, Madame Vauquer’nin pansiyonerleri bir masanın etrafında oturmuş sohbet ediyorlar, ötede Felix ile Henriette uzun bir sessizliği paylaşıyorlar, Eugenie Grandet taşra sıkıntısını yanında getirmiş etrafı seyrediyor...



Murakami’nin Gözalıcı İmgeleri

Roland Barthes, Japon toplumunun göstergelerini incelediği kitabı Göstergeler İmparatorluğu’nda, yeme-içme kültürü konusuna değini



Yazmak ve aşk üzerine bir ilk roman

Akıp giden hayatın içinde kendi yalnızlığında bir adamın öyküsü Öğle Uykusu.



Kiremitçi'nin Gönül Meselesi

İlk romanı Git Kendini Çok Sevdirmeden’i yayınlamasından on yıl, roman yazmayı bıraktığını ilan etmesinden bu yanaysa üç yıl geçmişti ki, Tuna Kiremitçi yeni romanı Gönül Meselesi’yle tekrar karşımızda.



Sarayı çalınmış kraliçe

Bazılarının kelimeye ihtiyacı yoktur; kelimelerle değil eşyalarla, olup bitenle konuşurlar. Anlamın tercümanı işte o zaman hayattır. Yaşanılan, yaşatılan hayattan çok seyredilen, zorla seyrettirilen hayat kimseye güzel gelmeyen cümleler kurdurtur insana; bu bazen bir susuştur, bazen bir telaş, bazen sadece tesadüflerden oluşmuş ağır bir şaka.



Selim İleri, İstanbul ve edebiyat

Geçmişi ve kalabalığı olan bütün şehirler gibi, İstanbul'un içinde de birden çok İstanbul var. Selim İleri'nin İstanbul'u bu İstanbullar içinde modern olan, günlük yaşantı içerisinde dolaysız olarak bağ kurduğumuz İstanbul değil.

 

 

 



Mimesis için bir ön okuma

Batı edebiyatı ağırlıklı bir tedrisattan geçen, edebiyat tarihi ve incelemesiyle ilgilenen herkesin karşısına bir noktada çıkar bu sözcük: "Mimesis".



Yazının Hatırlattıkları, Unutturdukları

“Yazı” karşısında farklı tutumlar alırız. Kimi zaman (ya da kimi yazı) kâğıt üzerindeki siyah lekelerden ibarettir, ama başka yer ve zamanda yazılı bir metnin en kudretlimizden bile kudretli olduğuna inanıverdiğimiz olur.



Ödül almak ya da reddetmek, işte bütün mesele bu!

Ödüller bir yazar için eserlerinin değer bulması, takdir edilmek, beğenilmek, kıymet verilmek gibi bir çok iyi nitelikler taşır. Hele ödülün maddi bir yönü varsa, ödül şiltiyle birlikte bir de yüklüce para veriliyorsa yazara gelecek için güvence sağlayacağından daha da değer kazanır. Tüm iyi yanlarının yanında ödüllerin dezavantajları ve bolca tartışılacak bir sürü nitelikleri de vardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.