Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Şahane Bir Kitap Arşivi

En çok okunanlar  

Şahane Bir Kitap


İyinin ve kötünün ötesinde, kün!

Son dönem Türk edebiyatında kendine bambaşka bir yer açıp oraya sessiz sakin kurulmuş bir yazar, Sezgin Kaymaz. Fantastiktir ama kurgu değildir yazdıkları; olağan ile olağanüstü arasındaki sınırda serbestçe gezinir; dili işleyiş biçimi kendiliğinden kusursuz, sezgileri kendiliğinden güçlü; mizahı sahiden en yüksek mertebede işleyen, kendiliğinden kahkahalı yazar…

 


Edebiyatı görmek!

"Genç ve hevesli bir yayınevinin titizliği, aynı derecede genç, hevesli ve başarılı çevirmenler, ana akımın dışında kendine yer bulmuş çok önemli illüstratörler ve uygarlık tarihine damgasını vurmuş edebi anlatılar buluyorum Grafik Kanon'un sayfalarında."

 


Naipaul bilmecesi, çözülür

"Naipaul’u niçin severim? Naipaul’un kitapları bugün ‘üçüncü dünya ülkeleri’ dediğimiz yoksul ülkelere, İngilizleşmiş Hintli bir Trinidadlının bakış açısıyla yaklaşır. Naipaul hem muhafazakar, tutucu ve kuralcı bir İngiliz’in bakış açısını büyük bir istekle kabul eder, hem de tam anlamıyla çok kimlikli, yersiz, yurtsuz, sürekli kimlik değiştirmiş, esnek biridir.


Final, acı ve melankolik bir bohemde bitiyor

"Sana doymak korkunç ahmaklık olur." Aklımda en çok kalan cümle bu sanırım. Yok kitabı okuduktan sonra değil, henüz okumadan, sosyal medyada paylaşılan cümlelerden en çok aklımda kalanı bu. Ahmed Arif, sosyal medyaya paylaşım cümlesi olsun diye mi yazmış bunları yani Leylâ Erbil’e, diye sinirlenenler oldu, ne çok. E, hakları yok değil. Ama evet, neden olmasın diyorum kendi kendime.


Bireyde vicdan, toplumda değer, ne gezer…

İyi yürekli yaşlı adam, çok genç ve güzel bir kızı sever, isterse ne olur? Toplumsal kurallara uymayan bir şey yapan herkes gibi, rezil olur… Modern İtalyan edebiyatının en önemli isimlerinden Italo Svevo’nun İyi Yürekli Yaşlı Adamla Güzel Kızın Öyküsü kısacık ama demir leblebi gibi bir roman.


Suat Derviş’in yüreği kadar fosforlu Cevriye!

“Ben yazar Suat Derviş’im, kimsenin karısı olarak yad edilemem!” İşte tam da bu yüzden unutulmuş olmalı adı...


Cadı niye çarpar?!

Türk edebiyatının kanımca en “garip” yazarlarından biri Hüseyin Rahmi Gürpınar. Etkileyici, sürükleyici, mizahi ve bir o kadar karanlık fantastik romanlar yazmıştır. Neden? Fantastik diye bir şey olmadığını kanıtlamak, fantastiği ortadan kaldırmak için! Ömrünü ve edebiyatını; aklın, bilimin ve mantığın üstünlüğünü kanıtlamaya, dış-somut gerçekliğin mutlaklığını işaret etmeye adamıştır.


Gerekirse evreni mahvetmeyi de biz biliriz!

Evet, başta da dediğim gibi, insanlık nice bin yılların, savaşların ve tüketim çılgınlığının ardından üretimden, sanattan, zaanatten, en önemlisi de topraktan kopmuş, dev paletlerin üzerinde yürüyen şehirlerde yaşamaya başlamıştır.


Aile bir hikayedir, berbat bir hikaye…

Aile insanın cehennemidir… Varlığını kendi kurumsal, duygusal ve genetik devamlılığı için kullanır, kullanır ve işi seninle hiç bitmez. Hem kişisel özelliklerini geliştirmeni, bir birey olarak ayakta kalmanı talep eder hem de günü gelince varlığını varlığına hiç düşünmeden armağan etmeni… Aile insanın cehennemidir.


Ertesi gün hiç kimse ölmedi!

1961 yılında Kuzey Irak’taki Zagros Dağları’nda yapılan kazılarda 60-80 bin yıllık bir mezar bulunur Shanidar Mağarası’nda. Cenin pozisyonunda gömülmüş 35 yaşlarında özürlü bir erkeğin mezarıdır bu. Yapılan incelemelerle, bu Neandertal insanın gömülürken etrafına şifalı bitkiler konulduğu da tespit edilir. Peki ne anlama gelmektedir bu bitkiler ve cenin pozisyonu?

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.