Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

En çok okunanlar  

Eleştiri


Edebiyatın psikanalitik hali

Psikanaliz, bir tedavi yöntemi olmasının yanı sıra aynı zamanda bir düşünme/çalışma yöntemi olarak da ele alınabilir. Bu yüzden birçok alana rahatlıkla burnunu sokar. Özellikle de bir sanat yapıtına ilişkin söyleyecek çok şeyi vardır her zaman. Bu bağlamda psikanalizin yakın durduğu sanat türleri içerisinde belki edebiyatı biraz kayırmak gerekebilir.


Gözlerini kaçırma

19. yüzyılın sonlarına doğru edebi bir tür olarak şekillenen “western,” haydutları, kovboyları, kanun adamlarını veya kanun kaçaklarını başrollere taşıdığı öykülerde, beyaz adamın vahşi doğayı ve o toprakların yerlilerini nasıl alt ettiğini, beyaz adamın beyaz adama karşı mücadelesinde ise ilkeli ve onurlu olanın nasıl galip geldiğini anlatıyordu.


Şiir gibi şiir: Uslu şiir

Gençler için düzenlenen ödüllerin çok nadiren iyi şair çıkardığına inanıyorum. Ne de olsa şiir bir var olma mücadelesidir ve bu mücadelede sizi öyle hemen ödüllendirmezler. Ayrıca ödüller aykırı isimlerin yaşam bulmasına yardım etmez, aksine, yerleşik şiirden yana tavır alındığından bu organizasyonlar doğaları gereği risk almayan, tehlikesiz ve uslu şiiri ödüllendirir.


Zavallı Phil'in yürek burkan düşüşü

Düşünsenize, kocaman bir ülkedesiniz ve bu ülkenin topraklarında minik bir ülkecik daha bulunuyor. Ve bu ikincisi o kadar ama o kadar küçük bir ülke ki, sınırları içine yalnızca tek bir kişi sığabiliyor! Üstelik bu ülkenin nüfusu sizin “güzelim” ülkenizin sınırlarına giriyor. Ah işte insanın içini sızlatan Phil’in hikayesi burada başlıyor. 

 


Dil sadece bir et parçası değildir

İhtiyarların "lisan-ı münasip" dediği, uygun bir dille anlatma illeti edebiyatın omurgasına çökmüş, çökmek ne kelime, bildiğin belini kırmış ve neredeyse yazının icadından beri halkı halktan korumak için devlet süspansiyonuyla steril, ana sütü gibi faydalı ve uyku getirici, terbiye sınırlarına çekilmiş bir forma sokmuştur.


Yaşamdan ne kalıyor bana?

Mattis'in hayatı hem en eski hem en iyi arkadaşı olan ablasıyla (Hege) oynadığı iki kişilik bir oyun gibidir. Benzer diyaloglar, durmadan doğup doğup batan güneş, mevsim geçişleri... Alışkanlığın verdiği duyarsızlıkla mutludur. Fakat ani bir aydınlanmayla, Hege'yi kaybedersem ne yaparım, endişesine kapılır. İki kişilik bir oyun oynamanın işte böyle riskleri vardır.


Barışçıl insanlar ve "kötü yazgı"

Geçtiğimiz yıllarda bir dizi etkinlik için Türkiye’ye gelen ama bugüne dek hiçbir kitabı Türkçeleştirilmeyen Kolombiyalı yazar Armando Romero’nun Cajambre Nehri, İdil Dündar’ın çevirisiyle bizlerle buluştu. 

 


Mürekkep yalamış bir gelinciğin sonu gelmez maceraları

İnsanın içinde gizli bir yerlerde gerçeğin kurguyla harmanlandığı tarihi anlatılara karşı önüne geçilemez bir merak var. Hele bu anlatılar fantastik öğeler de barındırıyorsa, al gözüm seyreyle denecek bir temaşa ortaya çıkar. Buna bir de tefrikanın o sabahları erkenden uyandıran güzelliğini ekleyin. Halil Babilli’nin Bin Yıllık Hemşehri’si tam da böyle bir fantastik roman.


Leyla Erbil'i anlamak için...

Evdeki anne diktatörlüğünün ardından aşksız bir evlilikle, erkek egemen sokaklarla, ataerkil siyaset ve sosyal yaşamla karşı karşıya kalan kadın, kendisini bulacağı okumalara ihtiyaç duyar çoğu zaman. Onu sarsacak, bakış açısını değiştirecek okumalardır bunlar.


Belki benim param dönüp dolaşıp...

Düş Parası, hakkında yazmadan önce birkaç gün zihnimin içinde gezdirdiğim romanlardan biri oldu; aklıma bir sürü şey getirdi. Romanın en belirgin fikirlerinden biri şu: Birbirimizden ne kadar uzak ve kopuk görünsek de, aslında takım adalar gibi köklerimiz aynı denizin tabanına ait.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.